8 YILDIR BOĞAZIMA TAKILANI YUTAMIYORUM
Bunu söyleyen Eski Bakanlardan...: Erdoğan Bayraktar
Bu Erdoğan Bayraktar, hani şu çok meşhur 17-25 Aralık 2013 rüşvet operasyonunda ismi geçen 4 bakandan birisiydi.
(Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar)
Ve devamın da hayır sever iş adamı Reza Zarrap olayları oldu.
8 Yıldır boğazımı takılan bir şey var, ne içsem, ne yesem bir türlü yutamıyorum.
Bunu diyen eski bakan, halbu ki daha iki ay önce de şunu demişti; -Ben şimdi özel sektördeyim ve çok mutluyum, tuzumda kuru.
Ama Rabbimizin bu fani dünyada vazifelendirdiği bir nimeti var, adı da Vicdan...Er veya geç illâ ki kılçık gibi takılıverir boğazlarımıza.
Hareket eden her şey bir gün duracağına yada durdurulacağına göre bu yaşadığımız hayatta bir gün duracaktır.
Hiç kimse ölümü öldüremez, kıyameti durduramaz.
Yapıp ettiklerini millete inandırıp unutturabildiler mi? Asla...!
Onu yaptılar, bunu yaptılar, binlerce masum ve mazluma zulmettiler ve ediyorlar. Ne için bu kadar zulüm..?
Sadece çaldıklarına ve iktidarlarının devamına kılıf bulmak için.
Peki ne oldu? Yine en başa dönüyorlar. Ne çalmadıklarına insanları inandırabildiler, nede iktidarlarında bir gün olsun rahat yüzü görebildiler. Göremezlerde..! Çünkü mazlumun ahı var.
Can gardaşlarım; Allah u Tealaya iman bir bütündür. Şurasını aklım aldı bu tamam, şurasını tam anlayamadım hele bi kenarda beklesin, hele şurasını hiç anlamadım ki kabul edeyim gibi seçme lüksümüz yok.
Bizler şunu çok karıştırıyor ve bundan dolayıda sapkınlıklara yem oluyoruz. AKIL ETMEKLE... Aklımıza güvenmek... kavramlarını çok karıştırıyoruz. Birisi akıl etmek, yani tefekkür etmek oluyor. Diğeri ise felsefe feylosoflarının sözüm ona inanma modeli oluyor. Hani çok meşhur sözleri vardır bu tür insanların. Ben gördüğüme, elimle tuttuğuma ve aklımın kabul ettiklerine inanırım.
Halbu ki tefekkür etmek muhteşem bir ninettir. Bizi sahili selamete çıkaran en büyük yardımcımızdır. Şu meşhur 5 N (5 en) kuralı var ya (Ne, Neden, Niçin, Niye, Nasıl) işte bu formulü akli tefekkür metodunda kullanarak her türlü ulaşılmazlara ulaşabiliriz.
Yani aklımızı bu metodu kullanarak kimselere esir vermez, onun salak ve asalak mut'isi (müşteri) olmaz, hür irademizle önümüze çıkan engelleri bir bir aşar, hedeflefiğimiz menzillere emniyet içinde varı veririz.
Benim diyeceğim bundan ibaret. Milyonlarca insanın akıllarını çalıp yıllardır inanmalarını istedikleri her türlü herzeye inandırdılar, zalimce küfürler ettirip günahlar işlettiler. Kanlı ellerindeki kanları kendilerine inanların ellerinide bulaştırdılar.
Bütün bunları ne için yaptırdılar......?
İşte şimdi 5 N kuralı ile tefekkür etmek zamanı. Tam sırası yani.
Vicdan nimeti hepimizde var, bu nimetin hayır yönünde işletilmesi de işte bu "akıl etmekle" mümkün oluyor.
Bir saatlik tefekkür bin rekat nafile namazdan evladır.
Bunun deruni manası işte yine "akıl etmek" kuralında saklı.
Aklımızı kullanmadan, yani akıl etmeden güveniyoruz yada dünyevi menfeatimiz var diye bize enjekte edilenlere "akıl etmeden" mutlak itaatle inanıp bu doğrultuda hüküm verici olmak tefekkür etmemek demek oluyor, yanı "akl etmemek" oluyor.
Şimdi masum insanlara bu şekilde zalimlik yapacak tefekkürsüz cürümlerimizin yanında bin değil on bin rekat nafile namaz kılsak ne getirisi olabilir..?
İşte ondan bir saatlik tefekkür, bin rekat nafile namazdan makbul.
Yorumlar
Yorum Gönder