TAM 47 YIL ÖNCE BİZİ EĞİTEN ÖĞRETMENİMİZLE GÖRÜŞTÜK

 AZİZ KARDEŞİM.....SANA SESLENİYORUM....EVET SANA....!!!

Günahından dolayı NAMAZ'ı terk etme; Namazından dolayı günahını terk et.

İşte namaz bu kadar kapsayıcı bir borçtur. Namaz için çok şey feda edilir. İnsan bedinden kalbi çek al, beden boş çuval gibi ayakların önüne yıkılıverir. Namaz, kalp gibidir. 

3 Bin lira borcu olanmı dardadır, 5 bin lira borcu olanmı daha dardadır? İşte bu mantıklı soru gibidir namaz kilmamak. 

Kılmadığın her vakit için borcun katlanarak çoğalmakta. 

Ha birde şu bahane çok kullanılıyor. Beş vakiti kılamıyorum. Başladığımda tüm vakitleri kılacağım inşallah. 

Hiç kılmamak, beş binleri altı bine, yedibine çıkarmak gibi say. Çünkü her vakit kendi başına bir borçtur. 

Yani beş vakit tek bir bütün değildir. Beş paraçali bir bütündür. 

İnsan iki bedenle yaratılmıştır. Birisi maddi bedenimiz (etimiz,kemiğiniz, nefsimiz) ikinci ise ruh bedenimizdir. Zaten ömrümüz maddi bedenimizin emrinde. Asıl ihtiyaçlarını gideremedigimiz ruh bedenimiz değilimdir ? Ruh bedenimiz, maddi bedenimizin mutlu olduğu hiç bir şeyle mutlu olamıyor. 

Bizden onu mutlu edecek vazifeler istiyor. Bu vazifelerin başında  da namaz geliyor. 

Canım çok sıkılıyor, ruhum çok sıkılıyor, patlayacak gibiyim..! Serzenişlerimiz hep bu yüzden. Ruhumuzu mutlu etmek zorundayız. İnsan iki bedenli (ruh ve beden) bir bütündür. Yani terazinin iki kefesi gibidir. Tartinin doğru olması için iki kefeninde eşit doldurulması gerekir. Ama biz maalesef hep maddi beden kefesini tıka basa doldururken, ruh kefesini minnacık bırakıyoruz.

AZİZ KARDEŞİM.....SANA SESLENİYORUM....EVET SANA.........

Az biraz tefekkür et, düşün..! Huzursuzluk sarmalinin baş düşmanı nefsin ve şeytanın aldatmalariyla çepeçevre. 

Esir alınmışız. 

Fırsatları kaçırmadan uyanalım, yalvarırım dinle beni.........

Selametle