BİR MELEK GÖNDERDİK EBEDİYETE
Tahammulü çok zormuş deriz çekilen bazı acılara. Hani zordan daha zormuş dediklerimizden birisini yaşadık üç gün önce.
Avuçlardan uçup giden bir meleği uğurladık bu acımasız yalan dünyadan. Bir yakınımın 15 yaşındaki kızı vefat etti üç gün önce.
Hayatımda ilk defa bu kadar genç birisinin cenaze namazını kıldım. Çocuk yada yaşlı gibi olacak sandım safa durduğumda, olmadı bu sefer, duygular düğüm düğüm boğazlarda kilitlendi de kala kaldı. İlk defa yaşadım böylesini. Meğerse zorunda zoruymuş böylesi.
Ortamda adeta üfül üfül esen maneviyat rüzgarı mestetti, aldı götürdü ötelerin ötesine. Yüreklerimiz titretti de cezvelendi ruhlarımız. Bütün bu duyguları yaşarken sanki samanyolu yörüngesinden ayrılan bir yıldız düştü de kalplerimizi yaktı; kavurdu benliklerimizi.
Daha on beşinde bu küçük hanımefendinin çevresine hâlelendirdiği bu manevi atmosfer kopardı dünyadan cümlemizi.
Gözlerimizin ferini aldı bu on beşlik cenaze. Dünya nede nankör, nede kalleş göründü biz istemesekte.
Hay dünya batsın senin caziben, batsın da yerin dibine girsin. Savruldu bütün dünyalık düşünceler, zehirli yılana döndü dünyalık emeller. Bir ara düşündüm gidenmi bahtiyar, yoksa arkasında bıraktıkları mı? On beşinde daha günahlarla kirlenmemiş ruhu, uçtu gitti anacığının avuçlarından.
Sabır diledim anneannesinede, asıl sabırı ana-sına dile dedi.
Ahh...! Analar... Analar.... Çileli onlar, derdin en fazlasını taşımak düştü nasiplerine. Ama bunda bile Rabbim adaletini ikram etmiş biz kullarına. Diğer adları melek olan analar olmasaydı hangimiz böylesine bir kıymet bilir oluverirdik ki....
Dostlar! keşke bu duyguların az birazını dahi olsa hiç unutmadan dünyayı hak ettiği kadarıyla sevebilsek, uğrunda ölebilsek.
De get yalan dünya diyebilsek. Ah'lardan, vah'lardan ders çılarabilsek.
Velhasıl Sıla yavrumuz bir kez daha hatırlattı bize taparcasına sevdiğimiz dünyanın canavarlığını. "Alın dünyanızı, başınıza çalın" dedi de gitti bu çirkef dünyadan.
Ahhh.. Yavrucuğum... Kınalı kuzum.... Biliyorum sen dünyaya küskün gittin. Biliyorum sevmedin bes belli bu kalleş dünyayı.
Ruhaniyetin tiretti yürekleri, bunu nede çok hissettirdin. Vallahi ben imrandim de düşündüm acep bizim cenazelerimiz de bu kadar masum, bu kadar mahsun olup ardımızda bıraktıklarımıza öğüt verip, nasihat dinletebilecek mi?
Özür dileriz Sıla'm senden özür dileriz.
Bu kahrolası dünyayı sen gibi az sevmesini başaramadık.....
Özür dileriz meleğim.
Rabbim masumiyetinin hürmetine seni adn, firdevs, reyyanlarla ödüllendirsin.
Sen uçarak gittin.... Ya biz...?
Yorumlar
Yorum Gönder