LAİK REJİME SELAM DURANLARA YAZIKLAR OLSUN.
Kolay olan dinimizi ucube laik rejim nasılda zorlaştırdı.
Dün akşam, Ankaradaki Hacı Bayram Veli Hz. nin hayatını anlatan bir dizi seyrettim. Hacı Bayram Veliyi canlandıran genç bir oyuncu güya bu hazretin ağzından kâfirun süresini okudu. Keşke okumasaydı, arpça gramerin özünden çok uzak; türkçe karışımı bir aksanla bu kâfirûn suresini ayet ayet okudu ve açıklamasınıda yaptı. Arapça gramerden o kadar uzaktıki bu okuması, açıklamasını da okumasaydı bu gencin arapça okuduğu neredeyse anlaşılamayacaktı. Aynen şöyle okudu........
Kulyaeyyühel kâfirun.... En başındaki "K" harfi aslında arapçadaki "gaf" harfidir. Hiç değilse şöyle okuması lazımdı. Gulyâ eyyühel kâfîrûn........Yine sure içinde okunan birde ma tabün var onuda okudu, onuda şöyle okumalıydı... mâ teğğbüdûn.
Bu sadece bir örnek. Mesela benim çocukluğumda öğrendiğim kuran-ı kerim tilaveti düz kuran okuma metoduydu. Ben rahmetli babamdan öğrenmiştim. Ama sanırım çok küçüktüm, o yaşlarda düz okumayla kıraatle okuma arasındaki farkı kavrayamamışım. Ve tabii ki ilerleyen yaşlarda ecnebileşen eğitim ve öğretim çarkına yuvarlandık islam adına öğrendiklerimiz neredeyse çocukluğumuzda öğrendiklerimizle kaldı. Ve şimdi 50-55 yıldır çocukluğumuzda öğrendiğimiz aksan ve metodla bocalayıp durmaktayım.
Meğerse mahreçli kuran okumak ne kadar lezzet vericiymiş.
Benim yaşımda olanlar ve bu yaşa yakın olanlar tecvitle kuran okumasını pek bilmezler. Özellikle eski Erzurumun çocukları böyledir. Ama dün akşamki genç hepten zayıftı.
Onun için benim öğrendiğim metodla hiç birimiz yeni nesile kuran okumasını öğretmesin. Kuran alfabesini bile düz, yalın okuyoruz.
Şimdiki düzenle kuran öğrenmek daha ilmi daha kifâyetli. Dün akşamki kâfirûn suresini okuyan gencin malesef çocukluktan gelen bir alt yapısının olmadığı hemen anlaşılıyordu. Yani boğazı arapça harflere çok yabancıydı. Üzgünüm ama bu durumda olan milyonlar var. Hele bir fatiha oku desen bön bön yüzüne bakar.
Arapça grameri çok az bilen milyon yeni nesil ana baba var. Nine ve dedeler az biraz öğretme azmi gösterseler hemen terslenip susturuyorlar. Ana okulunda çocuğuna besmeleli şarkı söyletiyorlar diye itiraz eden babalar biliyorum.
İki cami aradına sıkışıp kalmış bey-namaz oldu çoğusu. Hele Erzurum gibi inancına sadık bir kitle varda onların yüzü suyu hürmetine bugünlere kadar geldik.
Hele batıya gelen Doğulular var ki sanki mubarek yedi kuşak moderinmiş gibi bir yanlış akımın içine girip per perişan oluyorlar.
Böyle aileler çağdaş olmak için neredeyse merkep olup bir anırmadıkları kalıyor.
Sanki kendi özünü yaşamaya utanıyormuş gibiler.
Hiç kimse kusura bakmasın, kendimize çeki düzen vermemiz lazım. Bu laik düzende dinimizi öğrenme yaşı ilk okul seviyesinde kaldı. Ne öğrenecekse çocuk bu yaşında öğrenecek.
Dansa, baleye, kayak ve yüzmelere neredeyse sıfır yaşında başlatmak gibi delicesine bir yarış var genç ebeveynlerde. Bu mahir ve çağdaş eğitimlerden az biraz ara verip camiye üç beş göndermelerlede lütf edip vicdanlarını rahatlatıyorlar.
Dünya ahiretin tarlası ammaaaa ahireti hatırlayabilirsek.
Akıllı olalım akıllı... Ölmek için yaratıldık............
Yorumlar
Yorum Gönder