YÜREKLERİMİZDEKİ, SEVGİNİN HIRSIZI OLDUK
Ey Mabudumuz ve ey Peygamberimiz; çaldık, hemde çok çaldık. Rabbim sana ve sevgilin için biriktirdiğimiz sevgiyi, hürmeti çok çaldık, hep çaldık.
Bu ev'lada dedik, bu toruna, bu dünyaya, makama, mansıba, güce, kuvvete, ihtiraslarımıza, nefsimize dağıttık ha dağıttık.
Size ayırdıklarımızı dağıttık.
Ondan da, Rabbim seni andıkça, habibini özledikçe yalandanda olsa ne kalbimiz hızlı atar oldu, ne yüreğimiz kabarır oldu, ne de göz yaşlarımız akar oldu.
Çaldık... Vallahi çok çaldık.. Az bi şey kaldı Sana ve Habbi Mustafana.
Teraziden başladı hırsızlıklarımız, ticaretteki ilk kuralımız dürüstlüğün yeri yalan söylemekle yer değiştirdi.
Adalet terazisinin şakulu kaydı. Hiç bir insanın önünde iliklenmesin diye düğmesiz olan Hakim Cübbelerine düğmeler dikildi. Cübbelerin iliklenmeğe başlandığı o ilk gün, İşte o ilk gün, Adaletin kıyameti koptu başımıza.
Mazlumlar zalim, zalimler mazlum oldu Ülkemizde.
Ama biz, Raşit Halifemiz Hz. Ömer'imizin ninni gibi kulağımıza üfülenen şu muazzam adelet mizanıyla büyütülmüştük halbuki....!
~Benim yanımda en güçlünüz, zalimden hakkını alamamış mazlumdur.
~Benim yanımdaki en zayıfınız ise; mazluma hakkını vermemiş zalimdir.
Allahımm! Vallahi ve Billahi sana ve Habbine sakladığımız sevgimizden... Az bir şey aldım ödünç... Kandırmacalarıyla başladı hırsızlıklarımız.
Allahımmm... Çalmaya devam ediyoruz durmaksızın.
Ödümüzde kopmuyor bu çalmalarımızdan...!
Ya.. Bize tevbe imkanı vermez isen.......
Ya.. Bu hırsızlıklar içinde bitse "SON NEFESİMİZ"
Keşke.. Dönüşü olmayan yola girmeden.....
Allahımm! Ne olur Allahımm uyandır bizi.......
Yorumlar
Yorum Gönder