SOĞUK HAVADA SICAK ZUHURATLAR


Zuhurat Nedir: hiç düşünülmediği, beklenmediği halde ortaya çıkan olgular, hesapta olmayan, olağandışı olarak gerçekleşen şeyler.


Çok dinlemiştim, evliya türbelerinde olan zuhuratları. Hani insanın iradesi dışında birden bire titremesi, cezbelenme hadiselerini. 


Bir sefer bana bir zuhurattan bahsetmişti sözüne güvendiğim bir zat. Demiştiki seyyit nesebinden bir baba ve küçük kızına zuhuratları müşahade etme yetkisi verilmiş manevi cenahtan. Kendisi de hazır bulunduğu bir ortamda bu baba ve kızı ile birlikte Hacı Bayram Veli Hz.nin türbesini bir akşam üstü ziyaret etmişler birlikte. Babası küçük kızına şunu sormuş. 

~Söyle bakayım,  bu zat şu anda ne yapıyor, nasıl bir durumda? 

Meğerse baba bu zatın huzurunda yani Hacı Bayram Velinin halini görmüş kızınada soruyor ki kızıda gerçek izinlilerden mi...! 

Kızıda türbenin baş kısmına bakarak cevap vermiş. 

~Şu anda bize gülümseyerek bakıyor baba. 

Babası da kızının bu cevabını tastik ederek; 

~Evet, doğru söyledin; bize tebessüm ediyor. 

Bu hadise, bu zuhuratı bana anlatan zatın huzurunda cereyan ediyor. Ve kendisi de normal olarak bundan çok etkileniyor. 

Hatta sonraları bu baba ve kızıyla bende taşmıştım. 

Bu zuhurat aklımda kalmış. Benim yolumda bu mubarek zata misafir olmak şerefiyle bu dinlediğim hikayenin zihnimde canlanmasına vesile oldu. 

4-5 Yıl öncesiydi sanırım. Ankarada Hacı Bayram Veli Hz.nin camisindeyim. Vakit namazını kıldıktan sonra camide oturmaya devam ettim. Sanki bir şeyler olsun yada olacakmış gibi bir his vardı içimde. 

Muezzin mahfilinde sırtımı duvara yaslamış oturuyorum. Sağımda solumda tek tük insanlar vardı. Bir müddet sonra çok yakınıma orta yaşlı birisi oturdu. Sanki yer çok darmış gibi omuz omuza olduk. Tepki göstermedim, hatta sanki memnun bile oldum bu samimi oturuşundan. Adam sanki içime girdi, ışınlandı bir nevi. 

O bağdaş kurdu, oturuyoruz. Ben sanki haydi bir şeyler olsunda bende yakalayayım o anı ve o baba ile kızın arkadaşıma yaşattıkları zuhuratın bir benzerinede ben şahit olayım beklentisi içindeyim. 

Yanımda diz dize orurduğum şahıs sanki olduğu yerde uyukladı gibi oldu. Ben hareketlerini yan gözle hem takip ediyorum hemde bir şeyler olacaksa bir noktasını bile kaçırmayayım istiyorum. 

Derken sanırım bu takip işi yordu beni ki kendi halime döndüm. 

Çok geçmeden yanımdaki zat sanki birileri onu yüksek bir yerden iteklemişde düşüyormuş gibi öyle canhıraş dizini dizime yapıştırıp, koluma sarılması hem canımı acıttı hemde çok korkuttu beni. 


Uykudan uyanmış gibi oldu ve bana yandan bakarak; 

~Çok aff edersin, sanırım rüya gördüm. 

~Estağfurullah dedim. 

Dedim ama bende beklenti içindeyim ya! Ounun rüya gördüm demesine hiç itibar etmedim. Toparlanıp, kalkıp gidecek gibi hissettim. Bütün cesaretimi toplayıp koluna sım sıkı yapıştım. 

~Özür dilerim ama, burada yaşadığının hakikat olanını anlatmadan seni bırakmam diyebildim. Gider diyede koluna sıkıca sarılmışım. 

~Efendi bırak beni, ben ne göreceğim, şuyum, buyum dedi ama. 

~Vallahide billahide bırakmam diye kararlı bir ses tonuyla ısrar ettim. 

Anladı benim ciddiyetimi. 

~Zaten sizin o kadar boş yer varken benim omuzuma yapışık oturmanızın bir anlamı olması gerekmez mi? 

~Yemin ederim ben niye böyle oturdum bilmiş değilim. 

~O zaman anlat lütfen, sen ne yaşadın? 

~Kardeşim, Hacı Bayram Veli Hz.ri bana ikram olsun diye bir kürsünün (koltuk) üzerine oturttu. Çok sevindim, çok mutlu oldum. 

Sonrada şaşırdım kaldım, şu anda oturduğumuz yerin tavanı çok alçak ama benim oturduğum kürsü tee caminin kubbesine kadar çıkmış. Ondan düşerim diye korktum da sana tutundum. 


Vayyy anam vayy...Bu mubarek zat bize de ikramda bulundu ama kenarından köşesinden az biraz zuhurat göstermiş oldu. 

Bu anlattıklarım ne kurgu nede hayâl ürünü. 

Daha mini minnacık bir olağanüstülük benim gibi sıradan bir insanı nasıl etkiliyor. Ya bunun daha nice nicelerini yaşayan mecnunlar var ki onların mübarek yüzlerine bakmak bile insanın içini titretiyor. 


Bu yaşadığumdan şunu anladım ki..... Her işin başı "İHLAS" 

(Aslında İhlasın yazılışıda okunuşuda şimdi yazdığım gibi değil. 

İhğlâs gibi olmalı. Bunu bile yazacak latin alfebesinde bir harf yok.) 


Bir işi İhlas ile yapmaya niyyet ettimi insan, illâki bir karşlığı oluyor. 

Mesela ben demek ki ne kadar çok zuhurat görmeyi arzulamışım ki bu zatın huzurunda Rabbimde bu İhlasımın karşılığını verdi. 


Soğuk havalarda sım sıcak hatıralar ikramım olsun. 

Hürmetle efendim. 




Yorumlar

Popüler Yayınlar