ÜLKEMIZİN MANEVİ KATİLLERİ KÖY ENSTİTÜLERİ HAKKINDA. 

BİZİM BİR ÜVEY DAYIMIZ VARDI BU ENSTİTÜDE YETİŞTIRİLMİŞ. 

NEÛZÜ BİLLAH.... KÜLLİYEN KÂFİR GİBİ OLMUŞ. 


Ben 14 yaşlarındayken 1971 yılında vefat etti. Dehşet dinsiz ve imansız külliyen kâfir birisi olarak yıllar sonra emekli olduktan sonra köyüne dönmüş.(Erzurum-Hasankalede bir köy) 

Ailemizin büyükleri bu dayının nasıl Allahsız ve İmansız bir hayat yaşadığını anlatırlardı. Çook dinlemişimdir. 

Hele ki babam çok üzülürdü bu adamcağıza. 


Bu gün Halk Tv de Görkemli Hatıralar.. Köy Enstitüleri adlı programa denk geldim. Sunucu şunu dedi......! 

Köy Enstitüleri günümüze kadar yaşatılsaydı, eğitim hayatımızda olsaydı belki de bu Ak Deniz yangınları bile olmayacaktı. Çünkü insanlarımız bilinçlendirilmiş olacaklardı...!!!  Ey biçare Halk Tv zihniyetliler.. Ya doğal afet diyordunuz bu yangınlara..! 

~~~~~~~~~~~~

Köy enstitüsü, Türkiye'de ilkokul öğretmeni yetiştirmek üzere 17 Nisan 1940 tarihli ve 3803 sayılı yasa ile açılan bir okul türüdür. Tamamen Türkiye'ye özgü olan bu eğitim projesini 28 Aralık 1938 tarihinde milli eğitim bakanı olan Hasan Âli Yücel bizzat yönetti.

Türkiye'de köy enstitüsü fikri ilk kez Amerikalı eğitim filozofu John Dewey tarafından savunuldu.


1940 yılında açılan Köy enstitülerinin ortaya çıkışını hazırlayan çalışmalar, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 1931 ve 1935 kurultaylarında alınan kararlar doğrultusunda oluşturulan eğitmen projesine kadar uzanır. Bu projenin başlangıcını teşkil eden ilk eğitmen kursu 1936-1937 öğretim yılında Eskişehir Çifteler’de başlatılmıştı. Askerliğini onbaşı veya çavuş olarak yapan köy gençlerinin kısa bir eğitimden geçirildikten sonra kendi köylerinde eğitmen olarak görevlendirilmesi şeklinde uygulanan bu ilk denemeden olumlu sonuçlar alınması üzerine Köy Eğitmenleri Kanunu çıkarılmış, Maarif Vekili Saffet Arıkan’ın hazırlattığı program çerçevesinde Eskişehir Çifteler’de (1937), İzmir Kızılçullu’da (1937), Kırklareli Kepirtepe’de (1938) ve Kastamonu Gölköy’de (1938) deneme niteliğinde dört köy öğretmen okulu açılmış, Köy enstitüleri kuruluncaya kadar bağımsız biçimde, daha sonra da Köy enstitülerine bağlı olarak eğitmenler yetiştirilmiştir.


Hasan Âli Yücel'den sonra Milli Eğitim Bakanı Olan Reşat Şemsettin Sirer zamanında Köy Öğretmen Okullarına dönüştürülmüştür. Bu okullar da Demokrat Parti döneminde 27 Ocak 1954'te kapatılmıştır. Kapatıldığı 1954 yılına kadar Köy enstitülerinde 1.308 kadın ve 15.943 erkek toplam 17.251 köy öğretmeni yetişmişti. Fakir Baykurt, Ümit Kaftancıoğlu, Talip Apaydın, Mahmut Makal, Mehmet Başaran, Pakize Türkoğlu, Hatun Birsen Başaran, Ali Dündar, Mehmet Uslu ve Dursun Akçam gibid önde gelen yazarlar ve düşünürler bu okullarda yetişmişlerdir. 

Hasan Âli Yücel'den sonra Milli Eğitim Bakanı Olan Reşat Şemsettin Sirer zamanında Köy Öğretmen Okullarına dönüştürülmüştür. İnternetten alıntıdır bu bölüm. 

~~~~~~~~~~~~~

Biliniz ki.... Ülkemizin inanç sistemine dinamiti koyan bir projedir bu köy enstitüleri. Öyle böyle değil yani. İnanın neslimize; "ALLAHSIZLIĞI-PEYGAMBERSİZLİĞİ"  iliklerine kadar imlek imlek dokudular. Oturup kalkıp Osmanlı teb'ası (Osmanlı nüfusundan) olan atalarımızın o sarsılmaz İmanları yüzü suyu hürmetine şimdiki mevcut İman-i kuvvetimizi muhafaza edebildik. 


Ben çok iyi hatırlarım, köyümüzdeki yaşlılar bu ecnebi marif mekteplerine "gavur mektebi" derlerdi. Ancak bu kadar nefret ve tepkilerini gösterirlerdi. Sahidende o zaman,  yani Osmanlı tedrisatından geçip,  islami terbiye ile yetiştirilenler için öyleydi. 


Bu günkü programa o köy enstitükerinde yetişmiş yaşlı bir beyi konuk almışlar. Adamcağız tamamen bunamış, söyleyeceklerini unutur duruma gelmiş. Ammaaa unutmadığı tek bir şey var o da;  Atatürk, laiklik, Nazım Hikmetler, idealler vs. vs. ler. 


İbretle düşündüm durdum, aynı bizim o dayımız gibi imansızmış gibi yaşamaya ısrarla devam ediyor. Allahsız ve Peygambersiz. Hâşâ imanını sorgulayamayız. İnşallah yüreğinde o muhteşem değeri taşıyordur.  Ama biz zahire bakar ve gördüğümüz o penceredekilerle hükümler çıkarırız. Vallahi üzüldüm. Amennâ cümlemize ölüm bir nefes kadar yakın daaa.. Be hey bey amca senin zahir görünümle ölüm tam ense kökünde. Aha son nefesin geldi gelecek. Sen hâlen daha laiklik, çağdaşlık... lıkk... lıkk. 

Ahhh be adam ahhh....... 


Bu ibretlik olaya baktım ve yakinen iman ettim ki.. Hayır da şer de tamamen nasip meselesi oluyormuş be can cağızım. 

Elhamdülillahi Rabbül âlemin. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar