Sevmekten kim usanır...... Ne güzel bir şarkı..... 

AMA FANİLERİ SEVMENİN ÖLÇÜSÜNÜ KAÇIRMAMALIYIZ. 


Hâşâ.. Şöyle bir şey desem.... "Allahım, Peygamber Efendimizi senden çok seviyorum"  hâşâ sümme hâşâ. 


Keleme-i Şehadette... Hz. Muhammed Allahın kulu ve elçisidir diye tastik ederiz. Burada kul önde, resul devamında geliyor. Demekk ki Allahdan daha çok seveceğimiz hiç bir varlık yoktur. 


Ama şöyle diyebiliriz. Ben Allah'ı ve Rasulünü çok seviyorum. 

Burada ki sıralama ölçüsü mutlaka dikkatinizi çekti. 

Önce Allah cc sonra, Efendimiz sav. 


Ama biz farkında olmadan değil Hz. Muhammed sav efendimizi daha nelerimizi nelerimizi çok.. çokkk.. Hatta çoktanda çokkk seviyoruzdur. Hatta gizli şirk bile karışıyor bazen bu sevgilere. 

Malımızı, evimizi, arabamızı, köyümüzü, çocuklarımızı ve hatta ana ve babamızı bile. Çok dengeli olmalıyız vesselam. 

İnanın bunun farkında bile değiliz. 

Bunu ölçmek nasıl olur peki...? 


Allahımmmm...! Milyon canım olsa hepsini senin yolunda....! 

Milyar servetimm de olsa senin rızana....! 

Peki bu sözle söylediğimizi hakikatte uygulamalı olarak ispat edebilirmiyiz? Hele ki para put edileli.   Çoookkk zooorrr. 


Mesela yangınla veya diğer başka sebeplerle bir ömür harcayıp elde ettiklerimiz elemizden çıksa......! 

Gerçek ve mutlak bir samimiyetle "innâ lillahi ve innâ ileyhi râcıun"  Allahdan geldik, yine ona döndürücülerdeniz diyebilecekmiyiz? Bunlar çok çok zor işler, zor imtihanlarımızdır. 

Sözlü çok rahat deriz de, ama bu musibet hakikatte olduğunda.! 

Böyle mutmâin bir kalbe sahip olmak ancak, bolll ve bolll infak (yardım,tasadduk,sadaka) etmeyi kendimize adetâ meslek edinmekle elde edilebilir. Sevmek dedik ya..En sevdiklerimizden. 


Bilirsiniz, cimriler cehennemin en alt tabakasında olacak sınıftandırlar. Kâfirler bile cimrilerden bir derece üstte olacakmış. Bunu tefekkür etmek lazım. Vayyy anam vayyy.. Allaha ortak koşan kâfir bile cimrilerden bir derece üstte olacak.....!!! 


Ne olur... Bunu tefekkür edelim, çokça düşünelim. Hz. Ali efendimizin torunu Zeynel Abidin ra (Hz. Hüseyin efendimizin iki oğlundan birisidir) bu zat, gece karanlıklarda fakirlere sırtında yardım çuvalları taşımaktan sırtı nasırlanmışta cenazesi yıkandığında geceleri yardım edenin bu zat olduğu bu şekilde anlaşılmış. Yardım etmek.. Mal ile, beden ile, tatlı bir söz ile, selam ile, yoldan taşları kenara itmek ile, güler yüz ile...... 

Artık kimin gücü ne kadarına yeterse. Hatta hanesinde çocuğunun başını şefkat ile okşamak, yemekten sonra hanımına ellerine sağlık, Allah ziyade etsin temennası ile... 

Daha neler var neler. 

Sert erkeklik marifet değil, bizi hep kandırmışlar. 


En makbul olanları; mal ve beden ile yapılan yardımlar ve tasattuklardır. Bir insan için çok zordur elindekini avucundakini maddi karşılıksız bir başkasına vermek, paylaşmak. 

Beden-i yardımda çok zordur. Yine maddi beklentisiz yapılır da ondan çok zordur yapılması. Birde ibadet etmekte aynıdır. 


Ennn zorrr imtihanları peygamberler, enbiyalar, evliyalar, ebrar kullar ve birde en alt seviyedeki bizler yaşıyoruz. 

Bilirsiniz kör atın kör alıcısı, küheylanın şah alıcısı olur. 


Zor'u başarmak, zor'a talipli olmak zordan daha zordur. 

Amma karşılığı....Üffff anammm üffff....Hayali bile muhteşem. 


Bir ahbabım, daha bu geçen kurban bayramı, sıktı dişini, yendi nefsini; kendi kapısında keseceği kurbanı gönderdi ağzı süt kokulu çocukları olan bir ahbabına. Sonra ona haber geldi ki, o süt kokulu kuzular kendi kapı eşiklerinin dibinde kesilen kurbanla öyle mutlu olmuşlar, öyle neşelenmişler ki.... 

Sanki bülbül olup şakımışlar. 


Demem o işte kardaşlarım. 

2021 de bela ve musibetler sağanak sağanak. 

Ya uyanamayıpta birde manevi musibetlere düçar kalırsak...? 

Amannnn Rabbimizzz.. El amannnn.! Ya ahiretimiz de.........!!! 


Aman Allahımmm hafizanAllah.. Bahtına düştük. 


Bir alim demiş ki.... Soyuna sopuna miras bırakan müslümanın aklına şaşarım..... Kızmayın hemen ne olur..... 

Hatırlayın hele, Peygamber efendimiz vefat ettiğinde kalkanı bir yahudi tüccarında rehindi. Niye..? Ailesi için nafaka almış, parası olmadığı içinde kalkanını rehin bırakmış. 

Hani bu alim zat bundan demiştir belkide bu miras işini. 


Yardım etmek, sadaka vermek, üç beş kuruş değil ha........! 

O kadarını sultanahmette dilenip, ayasofyada sadaka dağıtan dilencilerde yapıyor zaten. 


Azz sadaka vermek çokk belayı deff eder amennâ da.... Çok ve çok sadaka da iman selametinin sigortası olur. 

Hani bu günlerde bütün okullar açılacak İnşallah. Şöyle ilk okullusundan, üniversitelisine kadar okuyacak evlatlarımızın ailelerinin maddi imkanlarını ölçüp biçerek gücümüz nisbetinde bir el atsak diyesim geldi... 

Hadi gardaşlarım..... Hadi dünü giden, bu günü hele, yarını hiç belli olmayan fani insanlarız cümlemiz.. Hadi Bismillah...! 



Yorumlar

Popüler Yayınlar