VAAYYY BAŞIMIZA GELENLER NELERMİŞŞ NELEERRR.....

PTT nin son iki yıllık zararı tamm 2 milyar lira (iki katrilyon) bu zarar damalaya damlaya nasıl göl olmuş?
Biliyorsunuz PTT varlık fonuna devredildi. İşte tamda bundan sonra başlamış yeni yetme veletlerin arpalığı olmaya.

Konumuz, PTT'ye güya ihale ile satılan bir malzemenin serüveni.

384 bin dolara (3.450.000 üçmilyon dörtüz bin lira) yurt dışından alınan teknik malzemeler PTT ye taammm 11.500.000 dolara (100 milyon liraya) fatura edilmiş.
Ve bu para analarının ak sütü gibi hesaplarına geçilmiş..

KİMLERİN OLMUŞ BU DOLARCIKLAR....???

Cumhurbaşkanının göz bebeği BILAL ERDOĞAN veeee Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmed Görmezin gözünün nuru BURAK GÖRMEZ efendinin olmuş. İnşallah kan gibi kusacaklar. Az kaldı.

Offff daha neleeerrr nelerrr...Şimdi eyice bir anlayalım neler oluyormuşları.

Bir bomba daha...Bu en kallavisi.......

İstanbulda, ilçe belediyelerin yetki ve tasarrufunda olan devlet arazileri ek bir kanun maddesiyle Toki'ye devredilmiş. Toki nin patronu da özel olarak burokrasiden seçilen Çevre ve Şehircilik Bakanı MURAT KURUM yapılmış. Yani Toki bu zatın emrinde.

İstanbulda güzide bir arazi 40 milyon dolara Katar ortaklı özel bir şirkete yine güya ihale ile satılmış. Bu arazi üzerinde bir çok taşınmaz mülk tarihi eserler taşınarak vede 3.derecede SİT alanı iken, yine kanunla imara açılmışşşş ve değeri taammm 1 milyar dolara çıkmış..... Şimdilerde bu araziye üzerine 7+3 çok katlı rezidans bloklar veee var olan bir cami de yıkılarak bu alanada hotel (Hilton) yapılmış. Lütfen dikkat..Bu rezidansların altındaki toprağın arsa değeri..Yani sadece arsası 1 milyar dolar.
8.5 milyar lira..Taamm 8500 adet 1Trilyon lira....Üffff beee!
Hesap ettim, Sadece 1 Trilyoncukla harika bir çiftlik kuruluyor.
(Şimdi ben züğürdüm ya ondan böyle hayeller kuruyorum.)

Ülkemizin, Şansölyesi, Lady'si, anamız muhtereme Emine Erdoğan hanımefendi tabaklarımızı küçültelim, yani az yiyelim dedi ya....

Hani bir hikaye vardır.Sanırım İsmet İn-önü'ye halkın aç ve sersefil oluşundan vede ekmek dahi bulamamayışından  bahsetmiş yürekli bir mebus. İnönünün yanında galiba torunlarından birisi mi ne varmış, bunu duyan torun da dedesine şunu demiş...Ee dede onlarda ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler o zaman...
Hayy yaşa be evlat! Bak bunu şu moruk deden bile düşünemedi.

Anlatabildimn sanırımm...Saygıdeğer şansölyemiz de çok isabet buyurdular...Sofralarımızdaki kaç onnn çeşit yemeği (haşa mevcut rızkımıza bin şükür.. Hele hele birde tam helal lokmalarsa) yemek için soğumsuzluk yapmamamızı tenbihledi.
Deliye her gün bayram ya!
Benim çok cimri bir tanıdığım vardı...Kızını yeni evlendirmiş, damadına şöyle istikrarlı bir iş henüz bulamamıştı, kızının mali durumu çok sıkıntılıydı. Çevresine, ona buna benim kızım aççç aç kızıma yardım edin diye diye kapı kapı dilenir olmuştu. Meğerse hem kendi hanımının, hemde aç olan kızının elleri, kolları altınla doluymuş......Emine hanımın endişesini eyicene bir anlayalım diye bu örnek aklıma geldi. Hani millet böyle soğumsuzca yemek yemeye devam ederse oğulcuklarının vede damatcıklarının alın teriyle kazandıkları ve taptıkları paracıklarını yemeye de sıra gelebilir diye şimdiden önlemler, çareler üretiveriyor kadıncağız.

Ama n'etsin yani..Ana yüreği...Nene kalbi....Dayanamaz sonra.

Milletimmmm....Milletimmm...Susuverin....Anamız uyanmasın!
Sonra ağlar ha.....! Yaaa bizim anılarımız niye ağlasın kiiiii....!!!!

Yorumlar

Popüler Yayınlar