Süleyman Soylu dedi ki.......
*Ay-Yıldızlı tabutları taşımakla millet olunur*
İçişleri Bakanı Soylu'ya "ay-yıldızlı tabut" tepkisi:
Ciğerleri yananlarda dediler ki...
~Onların ocaklarında da şehit helvası pişse ve dağıtılsa anlarlar..!
~Millet olmanın devamlılığı için illâ ki tabut mu gelmeli....?
Süleyman Soylu telefonla hanımını arar ve derki.....!!!!
~Ey Hanımım! oğlumuzu hazırla, Milletimin isteği ile Ay-Yıldızlı Tabutların geldiği Vatan topraklarından birisine görev emri çıkartıldı, asker ocağına göndereceğiz.....!!!!
(Bunu hangi siyasetçi diyecek olsa ayaklarının altını öperim)
Bakan da olsa, Cumhurreis te olsa insan insandır. Bazan saçmalar, bazen haddini aşar, bazen de kendini dereden tepeden aşağı atar.
......BİR TAS FOSEPTİK SUYUNU ATTIM SURATINA SOYLUNUN......
Bu Millet birde bana resmi yoldan bir dese ki...İsmail Hakkı! iki oğlunu da sefer emri çıkatacağız, razı olurmusun?
Ahhh Vallahi ilk evvela bu iman kuvvetimle haykırarak derim ki..Tek şartla..İlk önce ben, sonra evlatlarım..Ola ki evlatlarımdan biri bir an bile duraksayacak olsa hemen orada onu evlatlıktan tart eder, şerefsiz ilan ederim. Bunu yaparım gözümü kırpmam bile vallahi de bilahi de.
Heyy Soylu! soyadın gibi soylu ollllll. Ama sen, Soysuz olmuşsun.
Milletin soyu sopu çok şükür hakikatte SOYLU Elhamdülillah.
Şunu hep anlamakta zorlandım durdum. Şu siyasi tarafgirliklerdeki taassubu hiç anlıyamadım. Siyasiler kendi partilerinde taassup içinde olabilirler amma şu halka ne oluyor ki otokontrolu sağlayıcı olmak yerine kemikleşmiş bir inatla benim partim der dururlar. İyi de bu halkın böyle parti tutuculuğu devam ettiği müddetçe her ne olursa olsun fanatikçe taraftarı olduğu partinin doğrusunu eğrisini nasıl dizayn edecek böyle bir bağnaz tutuculukla..?
Olmaz öyle şey... Hz. Ömer efendimize bile demedimi arkadaşı yanlışında seni bu kılıcımla ikaz ederim. İşte böyle olmalı ki yönetenler de böyle azgınlaşmaya cesaret bulamayalar.
Bana neeee ya o parti, bu parti. Ben halk'ım, ben denetleyenim, yanlışta kahredici, doğru da dua edici olanım. Ben hakemimmm.
Bir müslümanda, mümin sıfatı olacağı gibi kâfir sıfatı da zuhur edebilir. Onun için demişler ya, gündüz evinden mümin olarak çıkan, akşam evine kafir sıfatlı olarak ta dönebilir, yada tersi olur.
Bu değişken ahlaklılık bütün insanlar için var olmuştur. Sadece Peygamberler Allahın İsmet sıfatıyla donanımlı oldukları için böyle bir risk taşımazlar. Birde derecelerine göre evliyalar, asfiyalar ve Allahın ebrar kulları. Bunlarda dahi Peygamberler gibi sıfır günahsızlık olmaz. Azda olsa derecesine göre zelle (küçük) günah işleme acziyeti, noksanlığı illâki vardır.
Hakikat bu iken, bize ne oluyorda herhangi bir partiyi, purtiyi mutlak bir tarafgirlikle bağnazca bir inatla savunup duruyoruz?
Böyle dehşet bir yanlışı asırlardır yaptığımızdan ötürü biz insanların aff buyurun burnu ......... çıkmıyor.
Olmaz böyle bir şey. Hiç bir aciz kull ne kesintisiz hayırlı işler yapabilir, nede kesintisiz şerr işler. Biz sıradan insanları böyle bir vasıfla taltife yeltenmek şirk olur. Allaha savaş açmak olur.
O zaman niye Yaratıcı kullarına sık sık, tövbe ve istiğfar edin der?
Ak Partiyi çok eleştiririm, amma doğrusunu da buldum mu alkışlarım. Böyle davranmayana da riyakâr derim. Mesela şu İstanbul sözleşmesinden çıkma kararlarını çok alkışladım. Aff buyur şetefsiz Lut kavimciler köpekler gibi uludu durdu, niye İst. Sözleşmesinden çıktınız diye. Ama Ak parti bu konuda ferasetli davranıp o pisliklerin oyunlarına gelmedi.
Böyle olmalıyız, derdim bu benim. İyi ye iyi, kötü ye kötü.
İnsanımıza bu niye bu kadar zor geliyor anlamıyorum.
Gerektiğinde gönül verdiğim cemeatte bile bana göre bir yanlış görsem bir an bile düşünmeden kendimce en acımasızlığımla ağzıma geleni ya söylerim, yada yazarım. Kime ve nereye kadar kolumu uzatabiliyorsam.
HİÇ BİRİMİZ PEYGAMBER DEĞİLİZ......
MAHLUKLARA MALİK GİBİ DAVRANMAYALIM LÜTFEN.
Yorumlar
Yorum Gönder