İTİMAT EDİNKİ MUTLAK HUZUR VAHDET İNANCINDA
Facebook ta bir guruba katıldım. Hani denir ya! "Beyni yakan sorular" işte tamda böyle bir gurup.
Ne sorular var, ne acaip fikirler üretiliyor. Ve ne acı ki! Çoğunluğu kendi düşüncesinin doğruluğuna inanıyor. Amma en acısı bu insanlar bizim evlatlarımız.)
Ahh Akılları Karıştırılan Cancağızlarımız, Gençlerimiz..!
İTİMAT EDİNKİ MUTLAK HUZUR VAHDET İNANCINDA
Allah cc; devamlılığı mecburi bir varlıktır. Başı ve sonu olmaz, olamaz, olmamalıdır. Hiçlik ve yokluk ve eksiklik İlah vasfındaki bir varlık için düşünülemez.
Çunkü Hiç'liği kabul etmekte problemimizi çözmez ki..! Bu nedenle, şuur sahibi insanoğlu, bir İlaha illâ ki İhtiyaç duyar ve bunun olması da lazımdır. En yüceye, en kuvvetliye insanın ihtiyaç duyduğunda müracaat edeceği çok üstün bir varlığa sırtını dayaması, ondan güç alması çok gereklidir. İnsanoğlu var oluştan itibaren bu çok yüksek vasıflara haiz İlahını, Tanrısını hep arayıp durmuştur. Aramaya devamda edilmekte.
Güneşi seyretmiş, en güçlü varlık bu demiş, İlah kabul etmiş. Bir başkası da, gündüz var olan güneşin gece zeval bulduğunu görünce hayır buda en kuvvetli değilmiş demiş onu İlahlıktan tard edip daha daha güçlü varlıklar arayıp durmuş asırlarca. En kuvvetli varlık, Ateş deyip ona tapmış, sonra yakıt atılmadığında söndüğünü görmüş ondanda vaz geçmiş. Ve halen daha insanlık bu arayışını tamamlayamamış.
Dünyanın sonuna kadar da devam edecekmiş. Ama ta Adem as'dan itibaren bizim Allah kabul edip iman ettiğimiz İlahımız; yarattığı insan varlığına cüz-i irade hakkı vermenin yanı sıra, Doğru ile Yanlışı da peygamberleri aracılığıyla kullarına duyurmuş, iman etmeyi sadece teklif etmiş. Yani teklif var ısrar yok kuralını uygulatmış Rasüllerine. Çünkü her kulunu; dünya hayatını İstediği gibi tasarruf etmede Allah özgür bırakmış.
Lakin, ahirette; "Ben doğruyu, eğriyi kendi aklımla, irademle bilemedim Allahım" bahanesine sım sıkı sarılmasın diye de.. Doğru yaşamak ile Eğri yaşamak çizgisini çok bariz ve şahitli peygamberleri vasıtası ile belirtmiş kuralları ile. İlk insandan başlayarak, son insana kadar tebliğ ettirerek doğruyu bulmaya yönlendirmiş külliyen yarattığı insan oğlunu.
Velhasıl aklı dumura uğratan; varlığın başlangıcı, sonu, enerjisi, aklın kabul ettiği ve/veya etmediği, hatta Tanrının başlangıcı ve sonu... vs.. vs bütün bunların içinden insanlık, sadece ve sadece VAHDET (tek İlah) inancına İman etmekle sukün bulup, aklını-fikrini oynatmaktan kurtarabilmiş.
Yada kurtaramamış, deli dalgalar gibi o sahilden bu sahile çarpa çarpa kendini boşu boşuna helâk edivermiş.
Sonuç....: Hangi akl-i, hangi Mantîki, hangi bilimsel verileri dayanak gösterirsek gösterelim ruhumuzu tam huzura, tam sukünâ kavuşturamayız.
Tek çâre...: İlahın varlığının devamlılığının mecburi olduğuna, başlangıcının ve sonunun olamayacağına inanıp, peygamberinin teklif ve tavsiyelerine iman edip... Dünyevi ve Uhrevi huzuru yakalamak.
Yoksa sorudan soruya, insan kalbini vehimle, aklını şüphe ve vesvese ile doldurur boşalttırır.
Bu da bitmez. Bitmedikçe de ruhta huzura kavuşamaz.
İki yol çıkar önümüze.....:
1-) Ya Gayba iman edip, boyun eğerek bütün bu cinnetlik düşüncelerden kurtulup, bize verilmiş hayat hakkımızı (zamanı) en ranbal kullanma akıllılığını tercih edip mutlak huzur ve saâdete kavuşacağız.
2-) Yada bu VAHDET inancını saçma ve hatta hakaret ve en galiz küfürlerle red edeceğiz. Bu da, işte örnekleri çoktan da çok insan oğlunun işin içinden çıkamadığı çılgın yaşamları, kısır bir döngü içinde, beyni kafeslerde prangalı hezeyanlarla geçecek. Çok mutsuz bir yaşama, farkında olmadan sürüklenip gitmekle heder edilecek bir ömürü zay'i etmek olacak.
İçen insanlar, neden içtiğinin gerçek sebebini çoğu zaman bilemez ama! aslında; ruhunun ve vicdanının yaşattığı psikolojik baskı ve travmalardan düşüncelerimi ve nefsimi kurtarırım ve/veya hani prangalattığımız kafeslerden kurtulurum ümidiyle içer ha içer... Yada ifradına inkar eder ha eder. Ama yinede mutlak huzuru yakalayamaz.
Sonuç.....Kocaman bir HİÇÇ...!
1 Numarayı tercih etmenizi ısrarla tavsiye ederim.
Vallahi bunların sonu gelmez be kardeşim.
Olan senin can'ına olur. Olan senin heder olan hayat hakkına olur. Olur ha olur....Bitmez amma olur işte...!
Yorumlar
Yorum Gönder