ADALETSİZ REJİMLERİN BAŞ BELASI ÇOCUKLARI
ADALETSİZ REJİMLERİN BAŞ BELASI ÇOCUKLARI
.................Akll edenler okuyacak...................
Hayr ve Şerri yaratan Allah cc. Ama şerri kullarım istediği için yarattım buyuruyor. İsteksiz yani. Çünkü bize cüz-i irade vermiş. Dünyadaki hayat hakkımızı bu irade sayesinde özgürce tasarruf etme imkanı tanımış. İmtihanın sırrı tamda burada saklı. Kişi ve/kişiler, yada toplumlar bu bireysel özgürlüklerini Muhammedi ahlakla bezerlerse ve bunuda hayatlarında uygulamalı olarak yaşamayı başarırlarsa kazan kazan elde etmiş olurlar. Hem dünyaları cennet olur, hemde ukbaları.
Kâinatın dengesi bu ahlakla çok ilgili. Çünkü bu Muhammedi ahlakın mendireği Adalettir. Adalet, bireyden topluma en muhkem hakikat ve en sağlam hayat düzenini sağlayıcı çok önemli bir unsurdur. Adalette; musbet ahlak var, akıl var, merhamet var, hoşgörü var, mizan var, terazi var... var da var...!
Mesela, peygamber efendimizin liderliğindeki yaşamdan bir tek insan dahi razı olmadım diyemez.
Ve hatta 31 yıl süren dört raşit halife (Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali ra.) döneminde de bu adalet tesis edilmiştir. Böyle adil liderlerin yönetimi altında neşv-ü nemâ bulan halkta liderlerinin bu adaletli yönetimleri ile hemen hemen liderlerinin ahlaklarıyla ahlaklandıkları için dünyalarını da cennet bir hayat yaşamışlardır. Cennet hayat denildiğinde aklımıza belki maddeten fakir olmamakta gelebilir.
O cennet hayatta böyle bir fakirlik göreceli ve geçici bilinmelidir.
Asıl fakirler; adaletsiz yönetim şekilleri ve liderleridir. Maksadım bu ayrıntıyı hatırlatmak olsun.
Dört Raşit halifeden sonra yönetim, Emevilere geçer geçmez monarşi (babadan oğula devreden saltanat sistemi) zülmü başladı ve malesef Yezid gibi kâfirler türedi. Abbasilerde biraz adaletli liderler olduysa da yozlaşma ve dünyevileşmenin ta günümüze kadar önüne geçen olamadı. Osmanlının son iki yüz yılını da dahil etsek yanlış olmaz Allahu âlem.
Tembelliği, aptallığı, akll etmemeyi, adaletsizce oluşturulan düzensizliklerden hasıl edilen olumsuzlukları vs. lerin tamamını kadere bağlama hainliğine sığında yobaz ve bağnaz müslüman yöneticiler. Topluma da böyle öğrettiler.
Özellikle siyasi tarafgirliğin o korkunç tahribatlarına rağmen inatçı ve aklını kullanmayan yada kullanmasına izin verilmeyen kalabalıklar toplum sayıldı, halk sayıldı, özgür iradeli bireyler sayıldı ve maatteessüf (üzülerek söylemek) her tarafı dökülen hayatlar, sistemsizlikler, kuralsızlıklar oluşturuldu.
Oy vermeyenler, ondan, şundan olmayanlar dışlandı; taraf olmaya mecbur bırakıldı ve nihayet cennet dünyamız cehennem oldu. Kim yaptı bunu?
İslam içselleştirilmedi yüz yıllarca.
Akl etmek unutturuldu, uyuşturuldu. Bilerek planlandı.
Kuranı oku yeter, meâlini/tefsirini okumasanda olur.
Sünnet-i Seniyeyinin hikmetini bilmesende olur. Peygamberim falan işi şu şekilde acaba niye yapmış? Tefekkür edip düşünmesende olur. Çok soru sorma..! imamın söylediğini uygula yeter. Görüyormusun senin yerine de biz imamlar düşünüyoruz.
Daha ne istiyorsun?(Çoğu İmam cahilliğini hep gizledi)
Sen maçını seyret, dizileri kaçırma, kahvede canın sıkıldıkça cigaranı tüttür, askerlik anılarını 50 sene anlattın, yetmez anlatmaya devam et, her gün hükümet kur, hükümet devir, en olmaz afâki hayaller kura kura sobanın kıyısında uyuklamaya devam et. Sonuçta mâlum. Ondan sonra Rabbim demek böyle taktir buyurmuş, kaderimiz, vs. vs. Eyvallah, amennâ Rabbimiz her şeyi yaratır, lakin hele bir de yarattıklarını ne hikmetle yarattı birde ona kafa yor.
Belki işin inceliğine vakıf olmayı başarırsın da...!!!!
Belediye başkanımın adının ne önemi var. Liyakatlı birisi midir? Ne önemi var. Benim partimden mi?
Sen ona bak... İşte hal-i pürmelâlimiz budur.
Dünyada refah seviyesi yüksek toplumlar ve devletleride helal yoldan bu refahı kazanamadılar. İtimat edin. Sömürdüler, sömürüyorlar. Hemde müslümanları. Niye müslümanlar sömürülüyor?
Lider konumundakilerin iğrenç emelleri için kendi içlerinde onlarca yıl boğaz boğaza savaşmaları, taht kavgaları, makam ve mansıb sevdaları değilimdir en mucbir sebep. Zaten sömüren kemirgenlerinde havada aradıkları da bu haince iç çekişmeler değil mi? Tam kıvamında, iradesiz aptal bir milleti sömürmeyipte ne yapacaklar.
Velhasıl... Adaletin tesis edilmediği hiç bir millet âbad olmaz, olamaz. Bu mümkün değil. Adaleti tesis etme vaxifesi de biz bireylerden başlar. Hiç birimiz kusura kalmayalım, bu hepimizin en ölümcül vazifesidir.
Sıfır yaşından başlayacak ebeveyn çocuğuna "İNSAN" olmayı öğretmeye. Elbette ki ilk eylem; kişinin kendini "İNSAN" vasfına hazırlaması olmalıdır. Ondan sonra toplumları oluşturacak bireyleri yetişirme yetisine hak kazanacak.
Nasıl mı? Asla yalan söylemeyecek ki evladı da öğrenmemiş olsun.
Asla adaletsiz olmayacak yuvasında ki, yetiştirdiği de adaletli insan olsun.
Aklımıza gelen bütün güzel hasletler tesis edilmiş olsun.
Sakın ola ki...Hiç birimiz asli vazifelerimizi yapmadan başına gelebikeceklere "Allah böyle taktir buyurmuş" ucuzculuğu yada akılsızlığı ile Rabbine iftira etmesin.
Vazifelerimizi yapmadığımızı itiraf edemediğimizden,
En kolayını seçip.. RABBİMİZE İFTİRA ATIYORUZ...
Allah böyle dilemiş, Kaderimmiş, Alın yazımmmış..!
Hürmetle efendim.
Yorumlar
Yorum Gönder