ŞU ZENGİN YAŞLILARA ÇOK ACIYORUM

 ŞU ZENGİN YAŞLILARA ÇOK ACIYORUM

Ne zaman safasını sürecekler onca biriktirdikleri servetlerinin? 

Yahu be hey nedâmet içindeki adam; yaşın 60-70 belki 80, ama sen hâlâ dünya için debelenip duruyorsun. Gençken yoktu ki yiyeyim derken, şimdi de var,  varlığını yiyemiyorsun. Kalp, kolesterol, Şeker, tansiyon.  Onu yeme dokunur, şunu yeme kalp çarpıntısı verir, Tansiyonun fırlar. Vayy anam vayy... 

Ne olacak benim halîm, ahvalîm,

İşte geldim, aha da gidiyorum,

Hani beni çookk seven yarîm 

Yine üryanım, ben de ona yanarîm.

Arladaşlar, demem o ki....Kebaplarıda yesem, kuru ekmeği de... Midem doydumu fark eder mi neyle dolduğu? Ona da, buna da yeter doydum demez mi?

Adam, yoldan geçen bir çocuğu durdurdu; çantasından belki on kuruşluk bir çikolatayla o masumun yüzünü güldürdü ya...İşte ben buna derim...Ne denir sahi buna?

Zenginin, malını mülkünü; sazda, barda, şarapta, neyde yerse zevk-u sefâsına ağzımızın suyu bazan akar ya...!

O yalancı sâfâ zeval bulduğunda o zengin, içini yakan mutsuzluğuna çare zanneder, yine içeerr haa içer ya...!

Kuru ekmeğine acı soğanı katık eden adam ne eder..?

Fakirim yok beş param,

Acısa da dışımdaki yaram,

Üşüsemde vardır çâram,

Karnımda yok lokma haram.

Garibana ölüm; düğün dernek. Ya haram zengin ne..?

O içmesinde ne etsin. Helal zenginin ellerinden öperiz.