DEPREM SADECE BİR DOĞA OLAYI MIDIR..? ŞAHSİ GÜNAHLARIMIZIN BEDELİ OLAMAZ MI..? SADAKA VERMEYİ UNUTTUĞUMUZDAN MIDIR..?
DEPREM SADECE BİR DOĞA OLAYI MIDIR..?
ŞAHSİ GÜNAHLARIMIZIN BEDELİ OLAMAZ MI..?
SADAKA VERMEYİ UNUTTUĞUMUZDAN MIDIR..?
Çok çok Laik Dr. Merdan Yanardağ çıldımış gibi haykırıp duruyordu televizyonda.
-Neymiş deprem insanların günahları yüzünden olmuşmuş. Gericiler..Falanlar..Filanlar...Saydırıp durdu.
Hz.Ömer efendimizin halifeliği döneminde bulaşıcı bir hastalık peydah olmuş, toplu ölümler başlamıştı.
Halife, Rabbine göz yaşları içinde şöyle dua ediyordu.
~Rabbimm..Benim günahlarım yüzünden Ümmedi Muhammedi cezalandırma.
Halbu ki Hz. Ömer, yaşarken cennetle müjdelenmiş sahabelerden birisiydi. Ama, O, bu musibetin kendi günahları yüzünden yönetimi altındaki halkına gönderilmiş kabul etmişti.
Peygamber efendimiz ashabına şu emri verirmiş.
~Bana soru sormaya gelmeden önce güçlü bir sadaka verin ondan sonra gelip sorunuzu sorun.
Güçlü sadaka...Çok güçlü sadaka.. Hani cebimizdeki bozukluklardan değil bu güçlü sadaka. Hani az sadaka çok belayı def eder deriz ya, sadakanın çok güçlü belayı def edeceği kadar çok güçlü sadaka.
~Çanta dolusu para, bir koyun, tosun, belki bir ev kadar güçlü sadaka.
Böyle güçlü sadakaları veme kudretine sahip olan çok güçlü zenginden aşağılara doğru, her bir ailenin gücü oranında olmalı bu güçlü sadakalar.
İşte bu sadaka ve tasadduk olayı o kadar nefislere zor gelir ki...İnanılmaz zor gelir. Etinden et koparılma gibi.
Zekat desen zaten hak getire....!!!
Demem o ki.... ALLAH cc'ın her işi hikmetlidir. Her varlığı yaratırken yada yok ederken ilkâ ki bir sebeple perdelemiş.
Depremin görünen zahiri sebebi..: Enerji birikimi sonucu fayların kırılması.Eyvallah bunu anladık
Ya batını-göremediğimiz sebebi varmıdır..? Acaba var dersek gericimi oluruz, çok çok Laik Merdan efendinin dediği gibi.
Herneyse, biz elhamdülillah imanlı müslümanlarız. O efendiler civak civak bağıra dursunlar.
Sadaka o kadar ehemmiyetli ki..Mesela yol sadakası vardır. Bilinçli Araç sahipleri araçlarının torpido gözünde bezden bir kese bulundururlar, hani yola çıkmadan önce sadaka verneyi unuttmuşsa, daha sonra fakire vermek üzere gücü nispetinde o keseye koyuverir yol sadakasını peşin peşin.
Bir zamanlar sır kapısı isimli programlar vardı.
Bu programlarda bu sadakaların bela ve musibetleri ya külliyen yada az zararlı atlatılması, yani nasıl koruyucu birer paratöner oldukları gün gibi âşikâr anlatılırdı. Tabii bunu seyredenler kendi iman derecelerine göre çok inanır ders alırlardı, yada öyle şeymi olur der belalarını bulurlardı. İman meselesi nihayetinde.
Sadaka, bela ve musibetlerin def-i için fiili dua olur iken; arz-ı ve semavi musibetler ve diğerlerinden hıfz ve muhafaza olmak için ellerimizi açıp her birimizin yüzünden yaşanan bela ve musibetlerin gerçekleştiği fikri ile dua dua yalvarmakta, hemde samimiyetle yalvarmakta lazım ki hemde ne lazım.
Bu da kavli duamız olacaktır.
İşte bir müm'in hem fiili ve hemde kavli duasını yapıp bundan sonra başına gelecekler içinde Rabbine tevvekkül ile teslim olmayı başarırsa ohhhh...
Muştular olsun ona, onlara. Vefat ederse şehit, yaşarsa en bahtiyar kul olur İnşallah.
Depremi örneklendirdik ya.. Hah işte bunda ilk Fiili duanın kaygan olmayan hakiki sağlam zemin raporu verilmiş olan arsalara ev yapmak ilk fiili duadır.
Ondan sonra da sadaka vesaire sıra gelir.
Sadaka da göz doldurmalı, can yakmalı kadar olmalıdır ki manevi zırhla korunmayı hak etmiş olalım. Çünkü insan 6apacağı en zor bir amel işlenmiş olunacaktır. Onun içinde sadaka vermek hem çok zor, hemde çok makbul bir ameldir. Yani ne kadar fedakârlık, o kadar da mükafaât.
Kavli duada da ise, samimiyetle acziyetimizi idrak, ikrar ve itiraf ederek Rabbimizin merhametine her zaman müracaat etmekle Rahmet musluklarının bizim içinde açılmasını hak etmekle olacağına iman edilmelidir.
Kim bilir..HafizanAllah sıra belkide bize gelmiştir..!!!
Yorumlar
Yorum Gönder