Neden Dünyada sosyal paylaşım bir türlü dengelenemiyor...? Huzurumuz yok...??

 

Neden Dünyada sosyal paylaşım bir türlü dengelenemiyor...? Huzurumuz yok...??

FAİZ YİYENLER TIPKI ŞEYTANIN KALKTIĞI GİBİ KALKARLAR MEZARLARINDAN
Kabirlerinden sıtmaya tutulmuş bir hasta gibi kalkarlar.

Sırf onların, faizde alış veriş gibidir demeleri yüzündendir bu halleri.

Halbuki Allah alış verişi mübah, faizi ise haram kılmıştır.
Her kime Rabbinden talimat gelir onlarda faizden vaz  geçerse daha önce işledikleri günahlarında hüküm Allahındır.
Faize devam edenler ise; işte onlar cehennemde.
Bakara Surelerinden

İnsanoğlunun tarihi sürecine bakıldığında toplumlardaki dengenin bozulması şu iki sebeptendir.

1-) SEN ÇALIŞ BEN YİYEYİM...
(Faiz alan bunu demiş oluyor)
2-) BEN DOYDUKTAN SONRA BAŞKASININ NE HALİ VARSA GÖRSÜN.
(Zekat vermeyende bunu demiş oluyor)

İslam inancı faizi haram kılarak birinciyi,
Zekatı da farz kılarak ikinciyi ortadan kaldırmıştır.

Buna uyan ve  uygulayan toplumlarda barış, adalet ve huzurun tesis edilmesi; ancak bu iki emrin ifâ'sı ile tahakkukunun mümkün olabildiği görülmüş ve ispatlanmıştır.
Peygamber Efendimiz sav ile dört büyük halifelerinin yönetimleri bu hükmün icrasına en büyük delil ve şahit olmuştur.
O müberra dönemlerde Faiz külliyen kaldırılmış, Zekat müessesesi bir fiil harfiyen uygulanmış ve hatta bazı dönemlerde Zekat verilecek fakir insanlar arana arana bulunamamıştır.

"HİÇ KİMSE BUNU, GÜNÜMÜZ MODERN TOPLUMUNDA UYGULAMAK SÖZ KONUSU DAHİ OLAMAZ DEMEMELİDİR"
Bu hükmü reddeden toplumların... Özellikle ve hasseten Müslüman kimlikli toplumların perişiniyatinin ana sebebi işte bu iki hükmün iğfal  edilmesindendir.
Başkada bir sebep aramayada hacet yoktur.
Mesela,mutlaka ilginizi çekmiştir. Hükümetlerine baş kaldıran halk sokağa çıkıp protestolar iyice çığırından çıktığında ilk önce mağazalara saldırıp yağmalarlar, bankaların camlarını indirir ateşe verirler,  milyonluk araçları hiç acımadan cayır cayır yakarlar. Onlar zekata inanmayan gayri müslimler dahi olsa fıtratlarındaki genlerine kodlanmış adelet bilinciyle; bu malda,mülkte benimde hakkım var ama vermiyor zengin olan.
Bunu fıtratan hisseder, bilir. İsyanı da bundandır.
Serseriler gece sokaktaki araçları benzin dökerek  yaktılar. İşte buda bu sebeplere bağlanabilir.

Çünkü bu iki temel kural çürüdümü (faiz ve zekat) diğer rükünler ardı sıra patır patır dökülüverir.
Ne mi mesela....
~İsraf çılgınca zirve yapar.
Neden zirve yapar..? 
Emeksiz, zahmetsiz kazanç elde edilmiştir.
Faizle mal satmış, yada faizle borç vermiştir. Yada bir şekilde (iradi veya gayri iradi) kazancına faiz bulaşmıştır.
~İşsizlik artar,  işsizler agresifleşir, işi olanlara ve zenginlere dehşet öfke duyar, onların mallarını gasp yoluyla ellerinden almayı arzularlar.
Neden böyle düşünür işsiz fakir..?
Zekat, sadaka,  tasadduk, ikram, öşür, sıfıra inmiş kadar olmuştur. Zengin,kendine ait olmayan zekatı da fakire vermeyip kendi zıkkımlandığı içindir.

Sosyal denge bozulur ve hatta irinlenmiş bir yara gibi cerahatini faizcilerin, israfcıların, fakirin hakkını vermeyen zenginlerin, sıra sadaka ve tasadduk vermeye gelince elleri tir tir titreyenlerin üzerelerine akarda akar.

Bir nükteli hikaye...!
Erzurumun çok sevilen bir İmamı, Naim hocası  vardı. Bu zatın küçücük bir kuyumcu dükkanı da vardı.
Bir gece yarısı polisler kapısını çalmış, herkes seviyor ya üzmekte istemiyorlar hocalarını.
Polisler ezile, büzüle hocalarının karşısında ıhh,mıh ede dururken;
-- Ola uşağlar heyirdir, bu saatta niye geldiz?
-- Hocam,kem..küm..Hani senin o dükkan var ya..
--Ola oğul hele tısılamayin deyin...
-- Hocam senin dükkana hırsız girip, altınlarını çalmışlar..(Ohhh şükür dedik nihayet)
-- Olaa oğul anbuna mi bu gedder ıhh.mıhh dediz.
Beni uyandırdızzz.
--Oğulcuklarım gidin yatın, istirahatinize bakın.
-- Ama hocam bütün altınlar.....!!!
-- Evladım..Rebbim bene dedi ki..Naim gulum zekatinı ver. Ee bende verdim.
~Rebbim bene dediki, Naim gulum ticaretinde ellem gullem etme haaa..!!!
~Ey bende etmedim, gazancıma haram gatmadım
--O çalınanlar benim değil ki.... Rebbimin.
~Ben vazifemi yapmışam, gerisine ne garışıram, nede derd ederem. Benene...!!!
Ee bu işin sonu nasıl bitmiştir sizce...!
Bir kaç zaman sonra yüzüğüne varana kadar bütün çalınananlar bulunup hocamıza teslim edilmiştir.
Fazla söze daha hacet........!!!!

Bazı fıkıh alimleri; bir müslümanın kendi iradesi ile evini,arabasını, fabrikasını,tarlasını,şusunu busunu KASKO (özel sigorta) yaptırmasına cevaz (onay) vermezler.
Neden biliyormusunuz...???
Müslümün böyle özel bir sigorta yaptırarak malını mülkünü koruma altına almakla bir nevi  "Rabbine ihlas ile güvenemediğinin" yada  güvenmediğinin sessiz ikrarıdır. Bilerek veya bikmeyerek böyle bir düşünceye sahip olsa yada olmasa da (kaskoya) rızalık göstermezler.
Ama bir başka görüşü savunanlarda derler ki, eğer kişinin yaşadığı toplumda hırsızlık,irtikap ve talan rizki varsa böyle bir sigorta mecbuireyetten yapılmalıdır.

Ahhh.Be kardeşimm ahhhh...
Sosyal denge neden bozuluyor'u  şimdi iliklerimize kadar daha iyi anladık değil mi..??

Faizle alış veriş yapmayanların, zekat, sadaka ve öşür borçlarını "an" beklemeksiz verenlerin yaşadığı toplumlardaki bütün bireylerin... Rabbisine aynı sanki bir Hz.Ebubekir sadakatiyle itimat eden bir Naim hoca olacaklarını mutlak bir hükümle idrak ettik değil mi...?????

Bana bu güzide sosyal toplumun tesisinde bir birey olarak ne vazife düşer, benim bu güzellikleri istemekten, hayal etmekten öteye neye gücüm yeter ki sakın kimse demesin,düşünmesin, topu ona-buna-şuna atmasın.

~Sennn evet..evet senn...bu yazıyı okuyan sen..
1-) Faizi..-aff buyur- al bu  domuz etini ye...! diyenden daha.. daha.. daha.. Çok iğreneceksin, tiksineceksin. Hatta hani biz toplum olarak domuzdan iğreniriz ya..Aslında icap ettiğinde mecburiyet durumunda ölmeyecek kadar yemeye onay vardır..Ammaa faize aslaaaaa...
Faizle işin gücün olmasada, kalbinden faizede, bu topluma faizi şirin gösterip, cazibe merkezi yapan bankalarada buğzzz etmelisin.
Allaha ve Peygambere savaş ilan eden bu faiz sistemlerinin kapılarının önündeki kaldırımlarına dahi ayağını bastığını fark eder etmez bu kaldımdan bile tiksinerek yolunu değiştirecek kadar lânetlemelisin.

Bu dediklerimiz, bizim cuz-i irademiz dahilinde olanı kadarınadır. Devletin resmi kurumlarının, çalıştığımız İş yerlerinin,kullanılan çek ve senetlerin bizleri mecbur bıraktığı resmi işlerimizi yapma mecburiyetimiz bizim seçme hakkımız dahilinde olmadığı için mecburiyeten olan zorunluluklarımızdandır.

Bu faizle çalışan bankalara gitmek zorunda olsak dahi kalbimizden asla buğz etmekten vaz geçmemeli, bu tür bankacılık yapanların Rabbimizin düşmanları olduklarını asla unutmamalıyız. Ve yine bu gibi bankalara girererken-af buyurun- tuvalete girer gibi sol ayağımızla girsek,sağ ayağımızlada işimizi bitirip çabucak çıksak ne güzel olur. Bunu yapalım ki, Hz.İbrahim as'ın ateşine su taşıyan karınca misali hiç değilse safımızı belli etmiş olsak. Bu kadarcık bir muhalif duruş bile içimizi rahatlatabilir.

~Sennn evet..evet senn...bu yazıyı okuyan sen..
2-) Zekatını hakkıyla vermeyenlerden, sadaka ve tasadduk edemeyenlerden, elleri cimriliklerinden titreyenlerden olmamalısın. En birinci ikinci vazifemiz de bunlar işte. (birincisi faizdi)

Sosyal denge, sosyal barış, huzurlu toplum ancak bu iki temel hastalığın yok edilmesiyle temin edilebilir.
Yoksa, ticarette yalan söyle,kandır, devletteki vazifende rüşvet al, rüşvetsiz iş görme, garibanı aylarca süründür, cebini dolduranın işini anında hallet. Sadaka vermekte neee deee..Aç yatan komşun umurunda olmasın..
Ondan sonra da bu başımıza gelenleri biz ne zaman hak ettik deee.
Ahhh canımm..Pardonn..Yanlış olduuu.Aslında yaşadığın bu virusü, hadtalıkları,sel-su felaketlerini, yazın orta yerinde kar yağmalarını sen hak etmemişsin.
Aslında bunu hak edenler, dağdaki o gariban çobanlardı..Pardoonn.... hem de çok.....

Ben neyim ki, neye gücüm yeter ki diyerek kendini masum görenlere sesleniyorum..
Hiç bir şey elinden gelmiyorsa BUĞĞZZZ et.
Karınca ol, safın belli olsun.
Dua..Dua..Dua..Ellerimizi açıp duaaa...!!!!



Yorumlar

Popüler Yayınlar