ŞARKICI DEMET AKALIN PARASI AZ KALDIĞI İÇİN ÖLMEK İSTİYORMUŞ....!!!

~Demet Akalın, virüsten dolayı bunalıma girmişmiş, geçinemem yada lüküs hayatımdan olurum korkusu mu ne..! kadını korkutmuş.
Ölmek istiyormuş...muş.
~Serdar Ortaç'ın aylık GİDERRRLERİ 500.000 liraymış. (yarım trilyonmuş)
çok zorlanıyormuş..muşş.
~Çoşkun Sabah, karısından ayrılma anlaşması için servetinin neredeyse tamamını karısına vermiş.
En fazla iki-üç ay idare edecek kadarlık parası kalmış... mış.

Bu kadarlık magazin bilgim var.

Ama hamd olsun, bu üç sanatçımızın imdadına Cumhurbaşkanlığının 7 tepe konserleri yetişti.
Çok şükür  ölmekten vaz geçtiler, birde geçim derdinden kurtuldular herhalll....

Son duyumlara göre de; Demet hanım eski kocası, yeni ev arkadaşı yada sevgilisi konumundaki Okan Kurt la 7 Tepe konserinden hemen sonra boğazda harika bir restaurant açmış.
( en baba haber bu işte )

TV Yorumcusu ancak şunu diyebildi.
--Yahu milyonlarca insan günübirlik karnını doyurma derdinde, hele şu Demete bak, param bitti bitecek korkusu yüzünden ölmek istiyormuş.

Ama yorumcuya da şaşırdım yani.
Demeti niye kınıyor ki...!!
Belki hayatı sadece bu dünyadan ibaret.

20'li Yaşlardayken çok saçma bir tutkum vardı.
Adeta araba sevdalısıydım. 1977 de ne zorluklarla ehliyet için dosya bile çıkarmıştım bu sevdam uğruna.
Yollarda gördüğüm o zamanın güzel otomobillerinden birisini kendim için seçerek ona çok sahip olmak isterdim. Hatta öyle bir takıntıydı ki, beğendiğim bir otomobilden daha fiyakalısını gördümmüydü ondan hemen vaz geçer, bu gördüğüm son modeli hayalen kendime alırdım.
Zaman içinde bu saplantı ciddi şekilde  bana ızdırap verir oldu.
Bu musibetten kurtulmak için ne dualar ederdim.
Birgün Rabbim bana şunu düşündürttü.
~İsmail Hakkı, mesela hani şu benim olsun istediğin otomobil varsay ki senin oldu, ammaa helal kazancınla almadın. Onu, bunu, şunu kandırdın dolandırdın yada sırf bu hevesin için gidip faizli para çektin.
(50 yıl önce bankadan değil faizli para almak, öyle bankaların önünden geçmekten bile sakınırdık kendimizi)
~Böyle bir kirli parayla almış olsanda yine de istermisin...??? sordu bana vicdanım....!!!

İşte bende filim burada koptu çok şükür.
Kurtuldum bu tutkumdan.

Ondan sonra da, sevdiğim otomobiller yanımdan geçerken bu sefer de;
~Eğer bu aracın sahibi bunu haramsız, helal parasıyla almışsa güle güle kullansın, hak etmiş İnşallah demeye başladım, hemde yüreğimden gelen çoşkuyla.
Yok eğer bu aracın sahibi bunu haram parayla kazanmış ise....!
~İsmail Hakkı, böyle bir aracın direksiyonunda oturmak istermiydin..??
~Aman Rabbim, bana böyle bir aracı n'olur sakın nasip etme der olmuştum.
Hatta o direksiyonda o şartlarda olaki alınmış olmak ihtimaliyle oturan zata da manen çok acır olmuştum.
Onun yerinde asla olmak istemem der olmuştum.
Hele daha, 50 yıldır, aynı şeyi demeye de devam ediyorum. Helalim, hakkım olmayan hiç bir şeyi istemem.
Bunuda yüreğimin bütün çoşkusu ile demekteyim.
(aman İnşallah riya olmasın)

Sonraki yıllarımda çok şükür Rabbim; Allahu âlem, 10 dan fazla otomobil ikram etti ben gibi miskin bir adama.
Aldım istifade ettim, sonra sattım;
çok zarar ettim, az kâr ettim.
Ayrıca yine, vazifem gereği özel sektörde kişiye özel tahsis edilen araçlardan da yıllarca kullandım.
Ve o gençlikteki otomobile olan tutkum, hevesimde tamamen bitti gitti elhamdülillah.

Sırası gelmişken, 50'li li yaşa gelenler artık yavaş yavaş yaşlandıklarını kabullenmeye başlamalılar. Fizyolojik olarak bir çok fonksiyonlarımız ya bitiyor, yada azalmaya başlıyor. Hele benim gibi 60'lılılar gece ve kesintisiz uzun süreli araç asla kullanmamalılar.
Bu Rabbimizin kanunu. İnatlaşmadan bu biyolojik değişimimizi kabullenip, tedbirli olmaktan dur olmamalıyız.
Geçen gün kızıma dedim ki;
~Para biriktirip yeniden araba almayı hedefliyorum.
O da dedi ki.....!!!!!
~Kim kullanacak...?
~Ben kullanacağım dedim ama;
Cidden çok haklıydı kızım. Bir yıl öncesine kadar bir aracım vardı. Onunla kaç sefer maddi hasarlı ufak tefek kazalar yapmıştım. Halbu ki bilmem kaç yıllık şoförüm. Bir seferde bilmem kaç yüzlerce km'lik bir yolu tek başıma gittiklerimde olmuştur her şoför gibi. Ama şimdiki yaşımda Reflekslerim çok zayıflamış yada bir çoğu bitmiş, ben kendimi halen daha tığ gibi bir delikanlı sanıyorum.
Bizi aldatan nokta da bu.
Yaşlanma yaşına erişenlere demek istediğim de tamda bu.
Yapılan bu işlev toplumsal bir sorumluluk getektiriyor.
En başta aracın içindekiler ve trafikte olanların kul hakları söz konusu.

Evet hikayemizi bağlayalım artık.
Demem o ki....
Günü birlik karnını doyurma savaşı verenler, zahirde perişan gibi görünselerde, batînın da kazanan onlar olacak İnşallah.
Yeter ki sağlam bir itikat çizgisinde olmayı başarabilsinler.
Demet gibilerde kendi çöplüklerinde eşelenmeye devam etsinler bakalım.

Hani şu helal kazanılan otomobille, Haram kazınılan otomobil gibi.....!!!!

MÜSTERİH OL KARDEŞİM....
SEN KÂR'DASIN.
ŞEREFLİ OLAN SENSİN ÇOK ŞÜKÜR.













Yorumlar

Popüler Yayınlar