Nevşehirin Kavak kasabasında yaşayan "YİĞİTLERİ"
Yiğit denilince aklımıza hep, şöyle güçlü kuvvetli, iri kıyım pehlivanlar gelir.
Bu fiziksel kuvveti simgeleyen Yiğitlikten daha da makbul olanına dün gece şahit oldum.
TRT Haberde, Gönül Dağı programı var.
Hani şu Seksenler dizisinde, bekçi karekterini oynayan, aslen Erzurumlu olan ve Erzurum şivesini dizide de kullanan Ali bey var, işte bu programında sunucusu bu Ali bey.
Bu programında sadece uzun yol yapan Kamyon ve Tır şoförleriyle beraber onların araçlarında hem yolculuk yapıyor hemde sohbet ediyor.
Bu meşakkatli mesleği kendine ekmek kapısı yapmış emektarların şahsi hayatlarını, başlarından geçen ibretlik olayları sohbet tadında seyircisiyle buluşturuyor. Yani içimizden biri gibi.
Dün gece Televizyonda kanalları tararken denk geldi bu program.
Bu sefer ki şoför, benim çok yakinen tanıdığım birisi çıktı.
Nevşehirin şirin bir kasabası var, "Kavak Kasabası " Bu kasabada görevim gereği 7 yıl kadar yaşadım. Öyle güzel yaşadım ki bu Kasaba da; tadına doyamadım.
Hani şimdi bir organik modası var ya. Aslı bozulmamış, mayasıyla, geniyle oynanmamış anlamında kullanıyoruz.
Sizi temin ederim ki bu kasabanın insanlarının kahir çoğunluğu işte böyle organik.
Ruhum bu Kasabayı çok sevmişti.
Ben, Erzurumun Köprüköy ilçesi doğumluyum ama ikinci doğum yerimi bu Kavak kasabası belledim. Çünkü, köyümdeki mutluğumun tadını çook yıllar sonra tekrar bu Kasaba da yaşamıştım. Ondan çok severim.
İşte dün gece bu Gönül Dağı programındaki konuk şoför delikanlımız CEYHUN ÖZMEN kardeşim bu Kavak kasabasının gerçek yiğitlerinden bir yiğit olduğunu ispat ederek gönül tahtımıza bir kez daha geldi oturuverdi.
Birde benim bu Kasabayı ruhumun bu kadar şiddetle sevmesinde ki gerçek hakikati de bir defa da teyit etti elhamdülillah.
Bu Ceyhun kardeşim, içi çokça şişkin para dolu bir cüzdan bulduğu hatıratlarını anlatırken ben bu kanalı açtım.
Dedi ki; Cüzdanı bulduğum ilk andan itibaren sahibini bulma telaşına düştüm.
Hatta demekte ki... Cüzdandaki parayı saysaydım belkide benim bu Tır'ı alacak kadar da çıkabilirdi.
Şeytanın ona vesvese vermesine fırsat bile vermemiş. Ve paranın sahibini bularak emaneti teslim etmiş.
O kişi de ısrarla cüzdanın içinden ikramda bulunmak istiyor fakat bu Yiğit adam buna dahi tenezzül etmiyor. Sadece bir küçük anahtarlık alıp vermesini hatıra olsun diye istiyor.
Evet bu makalenin ana konusu bu.
Gerçekten Yiğitlik bu. Hep beraber düşünelim lütfen bu ne zor, hatta zordan da zor bir imtihan.
Ama, kalbini Tahkik-i İman'a açmış ve bu buutda böyle bir manevi kalkanla kendini koruma altına almış bu Yiğit kardeşimiz birr "An" bile yanlış düşünmemiş.
Rabbisi onu korumuş.
Anacığının ve Hanımının duaları birer paratöner olarak yetişmiş imdadına.
Zaman-ı devrimizde cidden çok mütenâhi bir meziyet.
Rabbimiz bu mühteşem güzelliklerimizi ziyadeleştirip çoğaltsın da çoğaltsın.
Bu Kasabanın çoğunluğu böyledir desem inanın bana.
Hanımlarının her biri İffet timsali. Vallahi orta yerde hanımefendi diye volta atanlar, bu hanım kardeşlerimin ayaklarının tozu bile olamazlar.
Abartmadan söylüyorum.
Bu Kasabanın yük taşıyıcılığı yapan bir kooperatifi var. "Kavak Taşıyıcılar Kooperatifi" bu işlerle iştigal eden kardeşlerime ısrarla tavsiye ederim bu kooperatif mensubu bir kamyona yada Tır'a denk geldiniz mi bu insanlarla gözü kapalı maslahat yapın.
Size, organik bir kasaba insan evlatlarının içinden sadece bir evladının "YİĞİTLİK" hikayesini paylaştım.
Ama bilin ki...Bu kasaba da çoktan da çok Yiğit Evlatlar var.
Ne ekersen onu biçersin hakikati vardır ya...!!!
Böyle İffet abidesi hanımefendiler de işte böyle Kasaba dolusu Yiğitler yetiştiriyorlar.
Elhamdülillah-i Rabbül âlemin.
Yiğit denilince aklımıza hep, şöyle güçlü kuvvetli, iri kıyım pehlivanlar gelir.
Bu fiziksel kuvveti simgeleyen Yiğitlikten daha da makbul olanına dün gece şahit oldum.
TRT Haberde, Gönül Dağı programı var.
Hani şu Seksenler dizisinde, bekçi karekterini oynayan, aslen Erzurumlu olan ve Erzurum şivesini dizide de kullanan Ali bey var, işte bu programında sunucusu bu Ali bey.
Bu programında sadece uzun yol yapan Kamyon ve Tır şoförleriyle beraber onların araçlarında hem yolculuk yapıyor hemde sohbet ediyor.
Bu meşakkatli mesleği kendine ekmek kapısı yapmış emektarların şahsi hayatlarını, başlarından geçen ibretlik olayları sohbet tadında seyircisiyle buluşturuyor. Yani içimizden biri gibi.
Dün gece Televizyonda kanalları tararken denk geldi bu program.
Bu sefer ki şoför, benim çok yakinen tanıdığım birisi çıktı.
Nevşehirin şirin bir kasabası var, "Kavak Kasabası " Bu kasabada görevim gereği 7 yıl kadar yaşadım. Öyle güzel yaşadım ki bu Kasaba da; tadına doyamadım.
Hani şimdi bir organik modası var ya. Aslı bozulmamış, mayasıyla, geniyle oynanmamış anlamında kullanıyoruz.
Sizi temin ederim ki bu kasabanın insanlarının kahir çoğunluğu işte böyle organik.
Ruhum bu Kasabayı çok sevmişti.
Ben, Erzurumun Köprüköy ilçesi doğumluyum ama ikinci doğum yerimi bu Kavak kasabası belledim. Çünkü, köyümdeki mutluğumun tadını çook yıllar sonra tekrar bu Kasaba da yaşamıştım. Ondan çok severim.
İşte dün gece bu Gönül Dağı programındaki konuk şoför delikanlımız CEYHUN ÖZMEN kardeşim bu Kavak kasabasının gerçek yiğitlerinden bir yiğit olduğunu ispat ederek gönül tahtımıza bir kez daha geldi oturuverdi.
Birde benim bu Kasabayı ruhumun bu kadar şiddetle sevmesinde ki gerçek hakikati de bir defa da teyit etti elhamdülillah.
Bu Ceyhun kardeşim, içi çokça şişkin para dolu bir cüzdan bulduğu hatıratlarını anlatırken ben bu kanalı açtım.
Dedi ki; Cüzdanı bulduğum ilk andan itibaren sahibini bulma telaşına düştüm.
Hatta demekte ki... Cüzdandaki parayı saysaydım belkide benim bu Tır'ı alacak kadar da çıkabilirdi.
Şeytanın ona vesvese vermesine fırsat bile vermemiş. Ve paranın sahibini bularak emaneti teslim etmiş.
O kişi de ısrarla cüzdanın içinden ikramda bulunmak istiyor fakat bu Yiğit adam buna dahi tenezzül etmiyor. Sadece bir küçük anahtarlık alıp vermesini hatıra olsun diye istiyor.
Evet bu makalenin ana konusu bu.
Gerçekten Yiğitlik bu. Hep beraber düşünelim lütfen bu ne zor, hatta zordan da zor bir imtihan.
Ama, kalbini Tahkik-i İman'a açmış ve bu buutda böyle bir manevi kalkanla kendini koruma altına almış bu Yiğit kardeşimiz birr "An" bile yanlış düşünmemiş.
Rabbisi onu korumuş.
Anacığının ve Hanımının duaları birer paratöner olarak yetişmiş imdadına.
Zaman-ı devrimizde cidden çok mütenâhi bir meziyet.
Rabbimiz bu mühteşem güzelliklerimizi ziyadeleştirip çoğaltsın da çoğaltsın.
Bu Kasabanın çoğunluğu böyledir desem inanın bana.
Hanımlarının her biri İffet timsali. Vallahi orta yerde hanımefendi diye volta atanlar, bu hanım kardeşlerimin ayaklarının tozu bile olamazlar.
Abartmadan söylüyorum.
Bu Kasabanın yük taşıyıcılığı yapan bir kooperatifi var. "Kavak Taşıyıcılar Kooperatifi" bu işlerle iştigal eden kardeşlerime ısrarla tavsiye ederim bu kooperatif mensubu bir kamyona yada Tır'a denk geldiniz mi bu insanlarla gözü kapalı maslahat yapın.
Size, organik bir kasaba insan evlatlarının içinden sadece bir evladının "YİĞİTLİK" hikayesini paylaştım.
Ama bilin ki...Bu kasaba da çoktan da çok Yiğit Evlatlar var.
Ne ekersen onu biçersin hakikati vardır ya...!!!
Böyle İffet abidesi hanımefendiler de işte böyle Kasaba dolusu Yiğitler yetiştiriyorlar.
Elhamdülillah-i Rabbül âlemin.
Yorumlar
Yorum Gönder