KONUŞMALARIMIZDA SIK SIK YEMİN ETMEKTEN KAÇINMALIYIZ.
ÇÜNKÜ ÇOCUKLARIMIZ.....!!!!
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
***Aziz kardeşim, bu fakirin yazılarında, şahsi hayatına hemen uygulayıp bir nebze derdine deva, derman olacak yarar bir şey bulamazsan at çöpe***
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Peygamber Efendimiz (sav); konuşmalarında sıklıkla yemin ederek konuşanların şahitlikleri kabul edilmez
buyurmuş.
Yani durum çok ciddi. Bizde de, bu kötü meziyetler kemikleşmiş olsa da....
Bu huyumuzdan illâ ki vaz geçmeliyiz.
Bu kadar ciddi bir tehlike, bu yeminli konuşmalarımız.
Malesef bizim Ülkemizde bu kötü alışkanlığı en üst perdeden neredeyse her bölge insanımız devam ettirmekte.
Güney Doğulu kardeşlerimiz;
Yemini, cümlenin başında kullanıyorlar.
--Vallahü-ll âziym...diyip sözüne devam ediyor.
-- Allah vekil,
-- Vallah-u Gur'an-il Âziym,
-- Kur'an hakkı için gibi.
"Bunu Suriyelilerde de müşahade ettik."
(sanırım arap kökenli olanlarda bu tür yeminler çok sıkça kullanılıyor)
Biz Doğulular da; yemini cümlenin sonlarında kullanıyoruz.
-- Bak Vallahh da Billah da,
-- Allah canımı alsın ki,
-- İki gözüm önüme aksın ki,
-- Allah belamı versin ki....gibi.
Batıda da genelde;
-- Yemin ederim ki...
-- Yalansa Allah beni kahretsin,
-- Allah canımı alsın gibi.
Yemine neden müracaat ediyoruz?
-- En vahim ve çok önemli sebebi; İnsanların biribirlerine olan güvenlerinin âzami derecede azalması ve hatta yok kadar bile kalmaması.
Bu sebepledir ki ilişkilerimizin yürümesi için inandırıcı olmamız elzemdir.
Ee birbirimize güvenimizde az olduğuna göre elimizde tek sermaye sadece yemin ederek ikna edebilme yöntemi kalıyor.
Aslında yemin, başlı başına çok büyük bir nimeti ve lütfudur Rabbimizin.
Yemin sayesinde cinayetler; gören şahitler tarafından aydınlanır.
Haklının hakkı haksızdan alınır. Güçsüzün intikamı güçlüden alınır gibi.
Ama bu yemin nimeti; sadece böyle mücbir,acil ve hatta ölümcül sebepler için kullanılmalıdır.
Günümüzde olduğu gibi ağzımızda sakız olmamalı bu Yemin nimeti.
Her olur olmaz şeye yemin eden birisinin yukarıda yazdığımız hayat-i bir konuda yapacağı yemine ne ölçüde itibar edilebilinir ki...!!!
Zaten falan kişi normal günlük hayatında da yemin edip duruyor. Bunun bu kadar ciddi bir konuda yapacağı yemine ne derece güvenebiliriz denmez mi...???
Risâlet devrinde, Sahibi efendilerimizin insan-i ilişkilerini az biraz araştırıp, bilenler; günümüzde ki bu eksikliği en iyi idarak edenler olacaktır.
ÇOK AMA ÇOK MUCBİR ( mecburi) SEBEPLER OLMADAN, BUNDAN SONRA YEMİNLİ KONUŞMAYA TÖVBE.....!!!!!
Mucbir sebeplerden aklıma gelenler..:
-Karı kocanın bozuk olan ilişkisini düzeltmede.
- Kavga ve benzeri tehlikelerin önüne geçmede.
-Kendisine iftira atılanın can hakkını ve masumiyetini korumada.
- Namus ve benzeri tehlikelerin bertataf edilmesinde.
- İşkence ile can'a kast edilme durumunda.
- Savaş anında düşmanı korkutup püskürtmede.
- Mahkemede, Hakimin isteği doğrutulsunda yemine müraccat edilir.
ÖNEMLİ...:
Konuşmacı veya hatip/vaiz veya yazar; anlatım yada yazılarında, Ayet ve Hadis referanslı mülahazalarında, anlattığı hakikatin dinleyici yada okuyucunun üzerinde minik bir şok etkisi oluşturup konunun idraklara ve hatta dimağlara kadar etki etmesi için yemin-i kullanabiliyor.
Mesela..: Vallahi de Billahi de Faiz haramdır cümlesinde yemini kullanması gibi.
--Atasına kötü davrananın burnu yere sürtünsün diye buyurmuş efendimiz. Hem vallah, hem Billah, hem Tallah gibi
Böyle hassasiyeti olan cümlelerde kullanılan yemin terminolojisi şahsi menfeat güdülmediği için Amme (toplum) hizmetli olmaktadır.
Yani yalan yere yapılan yemin risk-i katagorisinde değildir.
Fakat toplumları etki altına almak için şahsi yada kurumsal fayda elde etmek için din-i referansli yeminleri kullananlar varsa eğer; bunlar Takiyeciler ve hatta münafıklar güruhundan sayılanlardır.
Ve yine şahsi konuşmalarda da yeminli konuşmak cinnet derecesinde bir risk taşımaktadır.
HafizanAllah kişinin İmanını ya zayıflatır, yada zaman içinde siler, süpürür de farkında bile olamaz.
Aman ALLAHIMMM...!!!!
ESTAĞFİRULLAHHH.....!!!!!!!
Bu günden başlayıp....:
Karşımızdaki muhatap yada muhataplarımıza (çocuklarımız, eşlerimiz, mesai arkadaşlarımız, komşularımız yani herkes);
-- Medem sen şu konuda böyle söylüyorsun bende inandım, kanaat ettim diyelim ki..O şahıs size yalan söylemiş bile olsa bu kötü alışkanlığını 3-5-10 devam ettirir ama bir gün mutlaka vicdanı onu mengene gibi sıkmaya başlayarak gerçek doğruları söyletmeye mecbur eder.
Ama biz bu kötü ahlaklı kişiler karşısında dürüstlüğümüzle mutlaka ona doğru örnek olmaya devam etmeliyiz.
İşte bunun adına toplumsal refah, Toplumsal iyi ahlâk diyiyoruz.
Ha birde, özellikle çocuklarımıza aslaaaa "YALAN SÖYLÜYORSUN" gerçekten yalan söylese bile. Yada "YEMİN ET İNANAYIM" demiyinnn. Yalvarırım demeyinnnnn.
Onları o zaman manen de maddeten de....!!!!
"KENDİ ELLERİNİZLE ÖLDÜRÜYORSUNUZ"
Aman ha....!! Yapıyorsanız vaz geçiniz.
(İşte tam burada, "Kendi ellerinizle öldürüyorsunuz" diye yazan ben; bunun devamında da...Vallahide Billahide kendi ellerinizle öldürüyorsunuz gibi yazsam.Yani bu Vallahi, Billahi yeminini etsem; bundaki amacım, kesin doğru olduğuna kanaat ettiğim bir mevzunun okuyucuda *ŞOK* etkisi yaparak idrakini harakete geçirmek amaçlı olacağından kullanabiliyorum. Şahsi bir menfeat, beklentim olmadığı için yani. Bu yemin; doğru yerde doğru zamanda gerekli olduğu için, toplum menfeatine yapılmış olan yemin oluyor.
Amme/toplumsal bir amaç olduğu için.
Yazmıştık ya; bunların dışında, sıradanlaştırılan Yemin nimeti, o zaman basitleşiyor.
Ağızdaki sakız gibi ciddiyeti ve manevi ehemmiyeti yok olup gidiyor.
Asıl yemin edilecek mevzularda da Yemin etmenin hiç bir ciddiyeti, ehemmiyeti ve hatta yaptırım gücü kalmıyor.
Bir çoğumuz, öyle güzel ahlaklı insanlarla tanışıp, o güzel insanların, o güzel hayatlarına şahit olmuşuzdur ki, o kişi için; acaba söyledikleri doğrumu? yalan mı? düşüncesini aklımızdan geçirmeyi dahi düşünme ihtiyacı duymayız. Hatta böyle bir düşünceden bile hicap duyarız.
Başta kendi nefsim ve siz kardeşleriminde böyle güzel ahlaklı olmak elimizde.
Gayretimizle başarabiliriz İnşallah.
Ahan da niyyet ettim bile....!!!!!
**Rabbimiz, seni razı edecek bir Ahlak ve Efendimizin şefeâtini hak edecek istikâmet üzere bir yaşamı seçiyorum ve bu dosdoğru yolu senden niyaz ediyorum.Havl ve Kuvvetini istiyorum**
HAYDİ BİSMİLLAHHHHH.......
ÇÜNKÜ ÇOCUKLARIMIZ.....!!!!
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
***Aziz kardeşim, bu fakirin yazılarında, şahsi hayatına hemen uygulayıp bir nebze derdine deva, derman olacak yarar bir şey bulamazsan at çöpe***
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Peygamber Efendimiz (sav); konuşmalarında sıklıkla yemin ederek konuşanların şahitlikleri kabul edilmez
buyurmuş.
Yani durum çok ciddi. Bizde de, bu kötü meziyetler kemikleşmiş olsa da....
Bu huyumuzdan illâ ki vaz geçmeliyiz.
Bu kadar ciddi bir tehlike, bu yeminli konuşmalarımız.
Malesef bizim Ülkemizde bu kötü alışkanlığı en üst perdeden neredeyse her bölge insanımız devam ettirmekte.
Güney Doğulu kardeşlerimiz;
Yemini, cümlenin başında kullanıyorlar.
--Vallahü-ll âziym...diyip sözüne devam ediyor.
-- Allah vekil,
-- Vallah-u Gur'an-il Âziym,
-- Kur'an hakkı için gibi.
"Bunu Suriyelilerde de müşahade ettik."
(sanırım arap kökenli olanlarda bu tür yeminler çok sıkça kullanılıyor)
Biz Doğulular da; yemini cümlenin sonlarında kullanıyoruz.
-- Bak Vallahh da Billah da,
-- Allah canımı alsın ki,
-- İki gözüm önüme aksın ki,
-- Allah belamı versin ki....gibi.
Batıda da genelde;
-- Yemin ederim ki...
-- Yalansa Allah beni kahretsin,
-- Allah canımı alsın gibi.
Yemine neden müracaat ediyoruz?
-- En vahim ve çok önemli sebebi; İnsanların biribirlerine olan güvenlerinin âzami derecede azalması ve hatta yok kadar bile kalmaması.
Bu sebepledir ki ilişkilerimizin yürümesi için inandırıcı olmamız elzemdir.
Ee birbirimize güvenimizde az olduğuna göre elimizde tek sermaye sadece yemin ederek ikna edebilme yöntemi kalıyor.
Aslında yemin, başlı başına çok büyük bir nimeti ve lütfudur Rabbimizin.
Yemin sayesinde cinayetler; gören şahitler tarafından aydınlanır.
Haklının hakkı haksızdan alınır. Güçsüzün intikamı güçlüden alınır gibi.
Ama bu yemin nimeti; sadece böyle mücbir,acil ve hatta ölümcül sebepler için kullanılmalıdır.
Günümüzde olduğu gibi ağzımızda sakız olmamalı bu Yemin nimeti.
Her olur olmaz şeye yemin eden birisinin yukarıda yazdığımız hayat-i bir konuda yapacağı yemine ne ölçüde itibar edilebilinir ki...!!!
Zaten falan kişi normal günlük hayatında da yemin edip duruyor. Bunun bu kadar ciddi bir konuda yapacağı yemine ne derece güvenebiliriz denmez mi...???
Risâlet devrinde, Sahibi efendilerimizin insan-i ilişkilerini az biraz araştırıp, bilenler; günümüzde ki bu eksikliği en iyi idarak edenler olacaktır.
ÇOK AMA ÇOK MUCBİR ( mecburi) SEBEPLER OLMADAN, BUNDAN SONRA YEMİNLİ KONUŞMAYA TÖVBE.....!!!!!
Mucbir sebeplerden aklıma gelenler..:
-Karı kocanın bozuk olan ilişkisini düzeltmede.
- Kavga ve benzeri tehlikelerin önüne geçmede.
-Kendisine iftira atılanın can hakkını ve masumiyetini korumada.
- Namus ve benzeri tehlikelerin bertataf edilmesinde.
- İşkence ile can'a kast edilme durumunda.
- Savaş anında düşmanı korkutup püskürtmede.
- Mahkemede, Hakimin isteği doğrutulsunda yemine müraccat edilir.
ÖNEMLİ...:
Konuşmacı veya hatip/vaiz veya yazar; anlatım yada yazılarında, Ayet ve Hadis referanslı mülahazalarında, anlattığı hakikatin dinleyici yada okuyucunun üzerinde minik bir şok etkisi oluşturup konunun idraklara ve hatta dimağlara kadar etki etmesi için yemin-i kullanabiliyor.
Mesela..: Vallahi de Billahi de Faiz haramdır cümlesinde yemini kullanması gibi.
--Atasına kötü davrananın burnu yere sürtünsün diye buyurmuş efendimiz. Hem vallah, hem Billah, hem Tallah gibi
Böyle hassasiyeti olan cümlelerde kullanılan yemin terminolojisi şahsi menfeat güdülmediği için Amme (toplum) hizmetli olmaktadır.
Yani yalan yere yapılan yemin risk-i katagorisinde değildir.
Fakat toplumları etki altına almak için şahsi yada kurumsal fayda elde etmek için din-i referansli yeminleri kullananlar varsa eğer; bunlar Takiyeciler ve hatta münafıklar güruhundan sayılanlardır.
Ve yine şahsi konuşmalarda da yeminli konuşmak cinnet derecesinde bir risk taşımaktadır.
HafizanAllah kişinin İmanını ya zayıflatır, yada zaman içinde siler, süpürür de farkında bile olamaz.
Aman ALLAHIMMM...!!!!
ESTAĞFİRULLAHHH.....!!!!!!!
Bu günden başlayıp....:
Karşımızdaki muhatap yada muhataplarımıza (çocuklarımız, eşlerimiz, mesai arkadaşlarımız, komşularımız yani herkes);
-- Medem sen şu konuda böyle söylüyorsun bende inandım, kanaat ettim diyelim ki..O şahıs size yalan söylemiş bile olsa bu kötü alışkanlığını 3-5-10 devam ettirir ama bir gün mutlaka vicdanı onu mengene gibi sıkmaya başlayarak gerçek doğruları söyletmeye mecbur eder.
Ama biz bu kötü ahlaklı kişiler karşısında dürüstlüğümüzle mutlaka ona doğru örnek olmaya devam etmeliyiz.
İşte bunun adına toplumsal refah, Toplumsal iyi ahlâk diyiyoruz.
Ha birde, özellikle çocuklarımıza aslaaaa "YALAN SÖYLÜYORSUN" gerçekten yalan söylese bile. Yada "YEMİN ET İNANAYIM" demiyinnn. Yalvarırım demeyinnnnn.
Onları o zaman manen de maddeten de....!!!!
"KENDİ ELLERİNİZLE ÖLDÜRÜYORSUNUZ"
Aman ha....!! Yapıyorsanız vaz geçiniz.
(İşte tam burada, "Kendi ellerinizle öldürüyorsunuz" diye yazan ben; bunun devamında da...Vallahide Billahide kendi ellerinizle öldürüyorsunuz gibi yazsam.Yani bu Vallahi, Billahi yeminini etsem; bundaki amacım, kesin doğru olduğuna kanaat ettiğim bir mevzunun okuyucuda *ŞOK* etkisi yaparak idrakini harakete geçirmek amaçlı olacağından kullanabiliyorum. Şahsi bir menfeat, beklentim olmadığı için yani. Bu yemin; doğru yerde doğru zamanda gerekli olduğu için, toplum menfeatine yapılmış olan yemin oluyor.
Amme/toplumsal bir amaç olduğu için.
Yazmıştık ya; bunların dışında, sıradanlaştırılan Yemin nimeti, o zaman basitleşiyor.
Ağızdaki sakız gibi ciddiyeti ve manevi ehemmiyeti yok olup gidiyor.
Asıl yemin edilecek mevzularda da Yemin etmenin hiç bir ciddiyeti, ehemmiyeti ve hatta yaptırım gücü kalmıyor.
Bir çoğumuz, öyle güzel ahlaklı insanlarla tanışıp, o güzel insanların, o güzel hayatlarına şahit olmuşuzdur ki, o kişi için; acaba söyledikleri doğrumu? yalan mı? düşüncesini aklımızdan geçirmeyi dahi düşünme ihtiyacı duymayız. Hatta böyle bir düşünceden bile hicap duyarız.
Başta kendi nefsim ve siz kardeşleriminde böyle güzel ahlaklı olmak elimizde.
Gayretimizle başarabiliriz İnşallah.
Ahan da niyyet ettim bile....!!!!!
**Rabbimiz, seni razı edecek bir Ahlak ve Efendimizin şefeâtini hak edecek istikâmet üzere bir yaşamı seçiyorum ve bu dosdoğru yolu senden niyaz ediyorum.Havl ve Kuvvetini istiyorum**
HAYDİ BİSMİLLAHHHHH.......
Yorumlar
Yorum Gönder