ALLAH, ZALİMİ NEDEN HEMEN CEZALANDIRMAZ..? ÇÜNKÜ...!!!
Zalim olan kişi ve kişilerin Allah Taelâ ve Azze cc Hz. leri imkanlarını çoğalttıkça çoğaltıp, onlara tanıdığı süreyi uzattıkça uzatarak bu Dünyada ki yaşama haklarında tercih ettikleri zulmlerini bol ganimet tasarruf etme hakkı vermektedir o zalimlere.
Kulum; madem cüz-i iradenle zalim olmayı seçtin, o zaman buyur yaşama hakkını istediğin gibi kullan diye izin veriyor, önünü açıyor ve fırsatlar yaratıyor.
Ama nedennn....???
Çünkü....Ahirette bu zalimliklerinin bedeli olacak.
Cehennem-i cezaları tam hak etmiş olmaları gerekiyor.
Biz bu kadar cezayı hak edecek zalimlikler yapmadık demeye itiraz hakları kalmasın.
Rabbimiz, Adl (adalet) sıfatının tecellisini zalimden bile esirgemiyor.
Sonu olan bir hayatta yapılan her ne ise (günah yada sevap) sonu olmayan bir hayata karşılık gelmesi lazım.
Bu sebepledir ki.. Zulme uğrayan masum; sonuna kadar sabrında sebat göstermesini başarmalıdır ki...
Sonu gelecek bir zulmün karşılığı sonsuz mükâfaatı olsun İnşallah.
Men dakka, dukka..Eden bulur....
Kulum, şahsi Dünyanda ne ekersen, Ahiretinde de onu biçersin buyuruyor.
Bu zulm-u yapanlar;
ister ferd-i veya içtimâi; ister kişisel veya toplumsal; ister hukuk-i veya ekonomik; ister siyasi veya din-i; isterse Vatan-ı istismar eden olsun.
Bütün bu katagorideki kişi veya kişiler veya kurumlar "ZALİM" sıfatının muhatabıdırlar.
ZALİM....????
1-) Kişisel zalimlikler...:
Kendi nefsine zulm edenler.
Yalan söylemekten vaz geçemeyenler, kebâir günahlardan kendilerini koruyamayanlar. Faizle iş yapanlar.
Namaz kılmayanlar.
Birde şahsi hırs ve menfaatleri için kişi veya kişilere zulm edenler gibi.
2-)Toplumsal zalimlikler...:
En küçüğü; Ebeveynlerin çocuklarına haksız yere zulmetmeleri, yöneticilerin adaletli davranmamaları, liyakata göre sınıflandırma yapılmaması, siyasi ve/veya kurumsal menfeatler uğruna insanların kandırılması, şahsi kin ve düşmanlıklar uğruna adil davranamama sapkınlıklarının kuvvet gücüyle icra edilmesi, PKK gibi Vatan bütünlüğüne kast edilmesi ve masum canların katledilmesi gibi.
Bir sürü saymak mümkün.
Rabbimizin "el-ADL" (Adeletli) sıfatındaki bu muhteşem dengeyi tefekkür ettikçe; "bir damla iyilikte, bir damla kötülükte" karşılıksız bırakılmayacak hakikati; o mubarek güleç yüzüyle gönüllerimize birer güneş gibi doğarak kalplerimize sağanak sağanak sekin'e (sakinlik) yağdırıyor.
Birde, Rabbimizin, şakilere muhlet üstüne muhlet vermesi; ola ki..Nâdim-i pişman olurda tövbe kapıma müracaat ederler diye Gaffar isminin tecelli etmesi hakkını da o sonsuz şefkât ve merhameti ile o zalimlere bir hak olarak son nefeslerine gelene kadar süre tanıyıp, İhsan ediyor.
Nasibi olana...!!!
Onun içindir ki... Bu tövbe kapısına ruhlar yönelsin diye; müm'in, ihlas ile müslümanların kalplerinin merhametle yumuşaması için Rablerinden intizar ile recâ eder.
Adeleti tecelli ettirecek Rabbimizdir.
Elhamdülillah-i Rabbül âlemin.
Zalim olan kişi ve kişilerin Allah Taelâ ve Azze cc Hz. leri imkanlarını çoğalttıkça çoğaltıp, onlara tanıdığı süreyi uzattıkça uzatarak bu Dünyada ki yaşama haklarında tercih ettikleri zulmlerini bol ganimet tasarruf etme hakkı vermektedir o zalimlere.
Kulum; madem cüz-i iradenle zalim olmayı seçtin, o zaman buyur yaşama hakkını istediğin gibi kullan diye izin veriyor, önünü açıyor ve fırsatlar yaratıyor.
Ama nedennn....???
Çünkü....Ahirette bu zalimliklerinin bedeli olacak.
Cehennem-i cezaları tam hak etmiş olmaları gerekiyor.
Biz bu kadar cezayı hak edecek zalimlikler yapmadık demeye itiraz hakları kalmasın.
Rabbimiz, Adl (adalet) sıfatının tecellisini zalimden bile esirgemiyor.
Sonu olan bir hayatta yapılan her ne ise (günah yada sevap) sonu olmayan bir hayata karşılık gelmesi lazım.
Bu sebepledir ki.. Zulme uğrayan masum; sonuna kadar sabrında sebat göstermesini başarmalıdır ki...
Sonu gelecek bir zulmün karşılığı sonsuz mükâfaatı olsun İnşallah.
Men dakka, dukka..Eden bulur....
Kulum, şahsi Dünyanda ne ekersen, Ahiretinde de onu biçersin buyuruyor.
Bu zulm-u yapanlar;
ister ferd-i veya içtimâi; ister kişisel veya toplumsal; ister hukuk-i veya ekonomik; ister siyasi veya din-i; isterse Vatan-ı istismar eden olsun.
Bütün bu katagorideki kişi veya kişiler veya kurumlar "ZALİM" sıfatının muhatabıdırlar.
ZALİM....????
1-) Kişisel zalimlikler...:
Kendi nefsine zulm edenler.
Yalan söylemekten vaz geçemeyenler, kebâir günahlardan kendilerini koruyamayanlar. Faizle iş yapanlar.
Namaz kılmayanlar.
Birde şahsi hırs ve menfaatleri için kişi veya kişilere zulm edenler gibi.
2-)Toplumsal zalimlikler...:
En küçüğü; Ebeveynlerin çocuklarına haksız yere zulmetmeleri, yöneticilerin adaletli davranmamaları, liyakata göre sınıflandırma yapılmaması, siyasi ve/veya kurumsal menfeatler uğruna insanların kandırılması, şahsi kin ve düşmanlıklar uğruna adil davranamama sapkınlıklarının kuvvet gücüyle icra edilmesi, PKK gibi Vatan bütünlüğüne kast edilmesi ve masum canların katledilmesi gibi.
Bir sürü saymak mümkün.
Rabbimizin "el-ADL" (Adeletli) sıfatındaki bu muhteşem dengeyi tefekkür ettikçe; "bir damla iyilikte, bir damla kötülükte" karşılıksız bırakılmayacak hakikati; o mubarek güleç yüzüyle gönüllerimize birer güneş gibi doğarak kalplerimize sağanak sağanak sekin'e (sakinlik) yağdırıyor.
Birde, Rabbimizin, şakilere muhlet üstüne muhlet vermesi; ola ki..Nâdim-i pişman olurda tövbe kapıma müracaat ederler diye Gaffar isminin tecelli etmesi hakkını da o sonsuz şefkât ve merhameti ile o zalimlere bir hak olarak son nefeslerine gelene kadar süre tanıyıp, İhsan ediyor.
Nasibi olana...!!!
Onun içindir ki... Bu tövbe kapısına ruhlar yönelsin diye; müm'in, ihlas ile müslümanların kalplerinin merhametle yumuşaması için Rablerinden intizar ile recâ eder.
Adeleti tecelli ettirecek Rabbimizdir.
Elhamdülillah-i Rabbül âlemin.
Yorumlar
Yorum Gönder