BEŞ DUYU ORGANLARIMIZ.

Burun ~ Kulak ~ Dil ~ Eller ve Gözler.

Alem-i Şehâdet:
(şuandaki yaşadığımız hayat tabakası)
Şehadet alemine beş duyu organlarımızla açılabildiğimiz, hissedip fiziksel olarak yaşadığımız bu dünya âlemine ait olan hayat tabakasıdır.
Şuanda biz, birinci hayat tabakasında yaşamaktayız, yani Alem-i Şehâdette. (şehâdet aleminde)
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Alem-i Gayp..:
Gayb âlemi; beş duyu organımızla hissedip bilemediğimiz manevi hayat tabakasıdır.

Mesela, Gayb âleminin en zayıf halkası;
hiss-i kable'l-vukû'dur.
(Hadiseleri önceden hissetme)
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

1-) "Birinci hayat tabakası:
Şehadet alemi, yani bizim hayatımızdır ki, çok kayıtlarla mukayyettir (sınırlıdır). Gerçekten de insan, hayvan ve bitki hayatları çok sınırlıdır. Doğar, büyür, yaşlanır ve ölürler. Hayatları boyunca beslenmeye mecburdular. Kabiliyetleri ve duyuları sınırlıdır.

2-) "İkinci hayat tabakası:
Hz. Hızır ve İlyas Aleyhisselamın hayatlarıdır ki, bir derece serbesttir. Yani bir vakitte pek çok yerlerde bulunabilirler. Bizim gibi beşeri ihtiyaçlarla sınırlı değildirler. Bazen istedikleri vakit bizim gibi yerler, içerler; fakat bizim gibi mecbur değildirler. Bazen de, nurani bir varlık olup, farklı bir hayat tabakasında melekler ve/veya cinler gibi hayat sürerler."

3) "Üçüncü hayat tabakası:
Hazreti İdris ve Hazreti İsa Aleyhimesselamın hayat tabakalarıdır ki, beşeri ihtiyaç ve zaruretlerden tamamen sıyrılmış ve melek gibi nurani bir hayat sürmektedirler. Ancak meleklerin belli bir vücut kalıpları ve şekilleri olmamasına rağmen, Hz. İdris ve Hz. İsa (A.S), dünyadaki bedenlerine benzer nurani bir vücutla semavattaki makamlarında bulunurlar."

4-) "Dördüncü tabaka-i hayat:
Şüheda (şehitler) hayatıdır. Nass-ı Kur’ân’la, şühedanın, ehl i kuburun (kabir ehlinin) fevkinde bir tabaka-i hayatları vardır."
“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanmayın.”(Âl-i imrân, 3/169)

5-) "Beşinci tabaka-i hayat:
Ehl-i kuburun hayat-ı ruhanîleridir. (kabir ehlinin ruhaniyet makamında olanları)
Evet, mevt (ölüm) tebdil i mekândır (başka bir mekane geçmek) ıtlak-ı ruhtur, vazifeden terhistir; idam ve adem ve fenâ değildir. (hiçlik,yokluk, yok oluş değildir)
Hadsiz vakıatla ervâh-ı evliyanın temessülleri ve ehl-i keşfe tezahürleri ve sair ehl-i kuburun yakazâten ve menâmen bizlerle münasebetleri ve vakıa mutabık olarak bizlere ihbaratları gibi çok delâil, o tabaka-i hayatı tenvir ve ispat eder."(1)

Rabbimiz;  En yüksek tabaka-i hayatı yine biz kullarına ikram etmiş.

Bu yüksek mertebe bizim hakkımız olmuş amma...!!!
Gerekliliğini yerine getirmek şartıyla..!!

Bu deccal zaman-ı devrinde; Belki de her gün, 24 saatte 1 saat yönümüzü Rabbimize çevireceğimiz kadar kolay bir zahmetle elde edebileceğimiz kadar yakînimiz olmuş.

HAYDİ BİSMİLLAHH...!!!!

Yorumlar

Popüler Yayınlar