SORDU.. KARINIZI SEVİYORMUSUNUZ..?
NE SEVMESİ..! BEN KARIMA TAPIYORUM
DİYEN SERSERİ, GAFİL ve ZALİM ADAM....!

Sokak röportajında sordu bir genç.
50 yaşlarındaki birisine. Aldığı cevap bu.
Aslında, soruya muhatap olana eşinizi seviyormusunuz? Evet diyene onun için çiğ tavuk yiyecek kadar mı? diye sorup karşısındaki insana esprili bir formatta çiğ tavuğu ısırttırmaktı.
Yoksa İnsanın yüreğinde sevgi taşımasından daha muhteşem ne olabilir ki? Ama haddi aşmamak mutlak mecburiyet.

Bu zalim adam şirazeden çıkıp, bir "AN" da
"İMANSIZ" laştı. Hemen oracıkta.
Eğer ruhu MÜM'İN idiyse maalesef üç beş saniye de KAFİRLEŞTİ.

Denir ki; Hz. Ebubekir Sıddık (ra) dilinin altında küçük bir taş saklarmış. Aklına ilk geleni söylememek için herhalde. Yada dil, taş sayesinde peltekleşip söylenen anlaşılmasın, zaman kazanmış olsun diye. Yani tekrar düşünüp, söyleyeceğini ölçüp tartıp öyle söylemek için.
Hani olur ya! Çoğumuzun başına böyle kazalar gelmiş olabilir. Benim bu tür yaşadıklarım çokça var.
Ölçmeden, tartmadan söylediğim luzümsuz, seviyesiz söylemlerim çok olmuştur.
(olmuştur ama, İmansızlaştırma tehlikelerinde değildir inşallah. Bu kelimelerin kullanımına delicesine dikkat etmeye gayret ederim. Niye dikkat etmek lazım işte ortada)
Yani kendimden nefret ettiğim, kendimden tiksindiğim hallerim olmuştur. Buna benzer şeyleri yaşamak; biz kusurlular (insanlar) için  olabilecek olağan kusurlu davranışlardır.

Ama bu kusurlarımız;  HafizanAllah şu yukarıdaki adamda olduğu gibi bizi KAFİR derekesine (aşağılardan daha aşağı) düşürecek cehalette, aptalıkta, gerizekalılıkta, zirzoplukta olmamalıdır.
Adama acıdım, öfkelendim, tiksindim, iğrendim, hemde böyle tehlikeli sözleri beynimize işleyen hainlere lanetler okudum.

Filimlerde söyletir senaristler;
Sana tapıyorum sevgilim...!
Şiirlerde söyletir sözüm ona şairler;
Ben seni sevmedimmm... Sana taptımmm...Taptımm..!
Hakeza şarkılardaki bestelerde de öyle.
(Kadere isyan şarkılar, seninle cehennem ödüldür bana, sensiz cennet bile sürgün sayılır. Yaaa git görürsün o zaman hanya neresi, Konya neresi. Hain mahlukatlar)
Hele bu şarkının tınıları öyle cezbedici ki aynı cümleyi kullanarak bu şarkıyı okumamak çok zor. Nasıl isyanı, küfürü sevimli hale getirebiliyorlar. En bariz örneği bu şarkıda saklı gerçekten.
Her taraftan kuşatılmışız.
Allah topunun belasını versin inşallah. Amin.

Meselâ, "YARATMAK" kekimeside buna benzer tehlikelerle doludur.

"Yaratmak" kelimesinin kelime anlamı.. :
Yoktan var etmek. Varlığı hiç yokken var etmek. Yani yaratmak.

Sizce bu yoktan var etme kudreti kimin elindedir acaba?
Zavallı biz fani varlıklar yaratabilirmiyiz?
Bu niyette söylemesek bile.
Bazı kelimeler ve tanımlamalar Vahdaniyet (Tek bir İlâh) Sıfatına ait özel kavramlardır.

Bunuda başardılar ve bu yaratmak kelimeside sıradanlaştı ve günlük kelime hazinemizdeki baş köşeye kuruldu.
Bir insan bu kelimenin gerçek manasını kast ederek haşa "şu eseri ben yarattım" dese..!
oda bir kaç saniyede "KAFİR" oluveriyormuş.

Ondan sonra da bu "TAPTIM" - "YARATTIM" kelimeleri sığlaşır, sıradanlaşır. Her hangi olağan bir kelime basitliğine indirgendiğinden hoop her aklına gelen söyleyiverir kıvamına gelmiş olur.
Gelmiş olur ama...! Ya faturası....?

Her taraftan vuruyorlar. Hiç şüphemiz olmasın, bu dediğime lütfen kanaat ediniz.
Ahh zalimler, ahh Kafirler.....!

Ya Rabbiii....!
Ümmeti Muhammedin ferasetini ziyadeleştir.
Bizi iç ve dıştaki Kafirlere zay'i ettirme....!
Amin... Elfu Elfi Amin.

Ahhh.. Zavallılaştırılan, soytarılılaştırılan, sahipsiz, kendi başına kurtlar sofrasına atılan gariban ve cahil bırakılan İNSANLARIMIZ...,

Tevfik ve İnayet Rabbimizden.
Salat ve Selam Rasul-u Zişan Efendimize.





Yorumlar

Popüler Yayınlar