BU GÜN YÜREKTEN HÖYKÜR HÖYKÜR AĞLAMAK İSTİYORUM.
PARTİZANLIK İNFİALİ BİZİ NE HALE GETİRMİŞ. BU KADARINA DA PES...!
Canavarlar Ülkemizi bir lokmada yutmanın iştihası ile dört dönerken hele bizim halimizin az birazını okuyun lütfen.
Biraz önce şu İBB başkanı İnamoğlunun muhtarlar toplantısındaki konuşmasını dinledim.
İstanbul dışından bu şehre giriş yapanların çok iyi tanıdıkları çok meşhur Sirkeci Tren Garı ile Haydarpaşa gari mı dedi, Harem otogarımı dedi onlardan birisine ait geniş arazilerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca Kültür Parkı yapılmasına karar verilerek ihale usulu açık artırma ile bu iki arazinin satışı yapılacakmış. İş uzun da ben asıl içimi yakan tarafını anlatacağım.
İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin kurumsal olarak ihaleye katılmasının önüne çok maniler çıkarmışlar.
İhaleyide daha önce bu belediyede üçbin lira maaşla çalışan bir personelin Onbinlira sermayeli varlıkla kurduğu (sözüm ona) şirkete bu milyarlık ihaleyi vermişler.
İmamoğluda iki gün sonraki pazartesi bütün belediye avukatlarıyla suç duyurusunda bulunacaklarımış.
İmamoğlu Yenikapıda yüzlerce otomobili toplatıp işte bunlar bir müdüre iki-üç araç tahsisinden mütevellit savurganlıklar dedi durdu. İşin aslı da meğerse çoğusu Halkın hizmetinde kullanılınan diyabet hastalarına ve evde yaşlılara hizmet veren personel araçlarıymış. Ama içinde gerçekten ihtiyaç fazlası araçlarda varmış ama öyle bu kadar ayyuka çıkarılacak kadarda değilmiş.
Hani deselerdi ki bu araç filosunun ihalesinde usulsüzlük yapılmış, eş-dost kayrılmış daha çok inandırıcı olurdu mesela.
Her neyse amacım, partizanlık sarhoşluğunun bu siyasileri ne kadar çirkefleştirip absurt ve müptezllik yapmalara kadar götürüp emanetlerindeki Halkın Menfeatine olacak hayırlı işleri nasıl baltalıyor onu anlatabilmek.
Aklımızı kullanalım diyiyorum.
Yanlış yapanı benim taraf tuttuklarımdan diyip görmemezlikten gelme hastalığından kurtulalım diyiyorum.
Allah rızası için dürüst ve ahlaklı oldukları sürece baş tacı yapalım diyiyorum.
Şerefim üzere yemin ederim bu söylediklerimin ne önünde nede ardında hin'lik, sinsilik yok. Biz olalım, millet olalım.
Partili olmak ayıp olsun ya...!
Vazife verdiklerimiz istikamet üzere oldukları müddetçe başımızın üstünde taşıyalım, ama hainlik yaptıklarında başımızdan alıp yere çalalım. Bize ne ya şu parti, bu parti...!
Kardeşim bana hak eden lazım, hak eden.
Aff buyurun da çok midem bulandı, hatta iğrendim ya.!
İki tarafında yapıp ettikleri sadece insafsızlık ve hainlik. Partilerinizi, teşkilatlarınızı koruyup kollayacağınıza;
Halkın Emanetine...!
Namusunuz, iffetiniz, İmanınız ve Can'ınız kadar değer vermeniz gerekmez mi?
Be vicdansız, iz'ansız, merhametsizler.
İnsan kılıklı mahluk olmuşsunuz.
Eğer bize ulaştırılan bu haberler asılsız değil de gerçekse....!
Trilyon kere "HARAM OLSUN" boğazımızdan çaldığınız aşımız, her kuruşumuz.
Umurumda deği...!
Şu parti... Bu parti...!
Yavrusunu aç yatırmak zorunda kalan o canım gardaşım Ana'nın adına haykırıyorum.
Eûzü billahi mine’ş-şeytani ve’s-siyaseti”
(Siyasetin (ve siyasilerin) şerrinden Rabbime sınırım)
PARTİZANLIK İNFİALİ BİZİ NE HALE GETİRMİŞ. BU KADARINA DA PES...!
Canavarlar Ülkemizi bir lokmada yutmanın iştihası ile dört dönerken hele bizim halimizin az birazını okuyun lütfen.
Biraz önce şu İBB başkanı İnamoğlunun muhtarlar toplantısındaki konuşmasını dinledim.
İstanbul dışından bu şehre giriş yapanların çok iyi tanıdıkları çok meşhur Sirkeci Tren Garı ile Haydarpaşa gari mı dedi, Harem otogarımı dedi onlardan birisine ait geniş arazilerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca Kültür Parkı yapılmasına karar verilerek ihale usulu açık artırma ile bu iki arazinin satışı yapılacakmış. İş uzun da ben asıl içimi yakan tarafını anlatacağım.
İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin kurumsal olarak ihaleye katılmasının önüne çok maniler çıkarmışlar.
İhaleyide daha önce bu belediyede üçbin lira maaşla çalışan bir personelin Onbinlira sermayeli varlıkla kurduğu (sözüm ona) şirkete bu milyarlık ihaleyi vermişler.
İmamoğluda iki gün sonraki pazartesi bütün belediye avukatlarıyla suç duyurusunda bulunacaklarımış.
İmamoğlu Yenikapıda yüzlerce otomobili toplatıp işte bunlar bir müdüre iki-üç araç tahsisinden mütevellit savurganlıklar dedi durdu. İşin aslı da meğerse çoğusu Halkın hizmetinde kullanılınan diyabet hastalarına ve evde yaşlılara hizmet veren personel araçlarıymış. Ama içinde gerçekten ihtiyaç fazlası araçlarda varmış ama öyle bu kadar ayyuka çıkarılacak kadarda değilmiş.
Hani deselerdi ki bu araç filosunun ihalesinde usulsüzlük yapılmış, eş-dost kayrılmış daha çok inandırıcı olurdu mesela.
Her neyse amacım, partizanlık sarhoşluğunun bu siyasileri ne kadar çirkefleştirip absurt ve müptezllik yapmalara kadar götürüp emanetlerindeki Halkın Menfeatine olacak hayırlı işleri nasıl baltalıyor onu anlatabilmek.
Aklımızı kullanalım diyiyorum.
Yanlış yapanı benim taraf tuttuklarımdan diyip görmemezlikten gelme hastalığından kurtulalım diyiyorum.
Allah rızası için dürüst ve ahlaklı oldukları sürece baş tacı yapalım diyiyorum.
Şerefim üzere yemin ederim bu söylediklerimin ne önünde nede ardında hin'lik, sinsilik yok. Biz olalım, millet olalım.
Partili olmak ayıp olsun ya...!
Vazife verdiklerimiz istikamet üzere oldukları müddetçe başımızın üstünde taşıyalım, ama hainlik yaptıklarında başımızdan alıp yere çalalım. Bize ne ya şu parti, bu parti...!
Kardeşim bana hak eden lazım, hak eden.
Aff buyurun da çok midem bulandı, hatta iğrendim ya.!
İki tarafında yapıp ettikleri sadece insafsızlık ve hainlik. Partilerinizi, teşkilatlarınızı koruyup kollayacağınıza;
Halkın Emanetine...!
Namusunuz, iffetiniz, İmanınız ve Can'ınız kadar değer vermeniz gerekmez mi?
Be vicdansız, iz'ansız, merhametsizler.
İnsan kılıklı mahluk olmuşsunuz.
Eğer bize ulaştırılan bu haberler asılsız değil de gerçekse....!
Trilyon kere "HARAM OLSUN" boğazımızdan çaldığınız aşımız, her kuruşumuz.
Umurumda deği...!
Şu parti... Bu parti...!
Yavrusunu aç yatırmak zorunda kalan o canım gardaşım Ana'nın adına haykırıyorum.
Eûzü billahi mine’ş-şeytani ve’s-siyaseti”
(Siyasetin (ve siyasilerin) şerrinden Rabbime sınırım)
Yorumlar
Yorum Gönder