BÖLÜM....: 2
EPİFİZ BEZİ, RUH İLE BEDENİN BİRLEŞTİĞİ NOKTA.
Baş gözlerimizle göremediğimiz metafizik (fizik ötesi, keramet dediğimiz olayları müşahede etme) olayları görme gözümüzdür epifiz bezimiz.
Son yıllarda epifiz bezinin düzgün çalışmaması ve yeterince kimyasal molekül üretmemesinin sonucu kanser, depresyon, stres vb hastalıklarda hızlı bir artış olmuştur.
Teknolojisi gelişmiş ülke insanının az gelişmiş ülkelere göre kansere yakalanma riski 6 kat daha fazla olduğu ispatlanmıştır. Aşırı ışığa maruz kalmak en büyük etkendir. (TV, bilgisayar, cep telefonları, elektrikle aydanlanan ortamlarda uzun süreli durma gibi)
Görme özürlü insanların kansere yakalanma ihtimali % 1'dir.
Bütün bunlardan anlaşılıyor ki; epifiz bezimiz ışıktan çok olumsuz etkileniyor, hem küçülüyor hemde yüzeyindeki kireçlenme artıyor. Tamemen İşlevsiz hale geliyor yada işlevsizleşiyor.

*EPİFİZ BEZİMİZİ ÇOK İYİ KORUMALIYIZ*
Korumasak neler oluyormuş bize...?
Panik atak, kanser, stres, kontrolsüz ani öfke patlamaları, küçük bir olayda bile aşırı tepki göstermeler, şizofrenik hastalık belirtileri (son zamanlarda Ülkemizde kadına şiddetteki artışlar) kötü alışkanlıkların bırakılmasından çok çabuk vaz geçme, zayıf irade, tembellik, üzüntü hormonunun artması, mutluluk hormonunun azalması, uykusuzluk ve daha bir sürü hastalıklar.

Meselâ yattığımız ortam mutlaka karanlık olmalıdır.
Florur den mutlaka uzak durmalıyız. Florinli diş macunları en büyük düşmanımız. Epifiz bezinin üzerini incecik bir tabaka ile kaplayarak kişinin kendi iradesi ile yaşam alanını çok kısıtlıyormuş.
Nazi Almanyasında Hitler emriyle ve diğer bir çok ülkenin askeri birliklerinde koşulsuz itaati sağlamak için bu Florinli diş macunları  çokça kullandırılmış.

Epifiz bezimizin kireçlenmesine neden olan başlıca etkenler.
-Florur (Diş macunlarında ve musluk sularında varmış)
-TARIM İLAÇLARI
-ALKOL
-SİGARA
-KAFAİN
-AŞIRI KALSİYUM ALIMI
-ORGANİK OLMAYAN ÜRÜNLER
-CİVA

Melatonin hormonu; karanlık ortamda uyku düzeninde sağlanıyor, bu hormonun insan vücuduna sağladığı faydalar sayılmayacak kadar çoktur. Bunun için düzenli uyku ve karanlık ortam mutlaka sağlanmalı.

Serotonin hormonu; çoğunlukla mutluluk hormonumuzdur. Olmaması yada az olması insani İntiharlara kadar sürüklüyormuş.
Panik atak, depresyon, aşırı stres, teslim oluş, bıkkınlık, hayattan kopuş gibi tehlikeler.
Onun için bu epifiz bezimizi çok iyi korumamız gerekiyor.
Nasıl çok iyi koruyacağımızı son bölümde belirteceğiz inşallah.

DMT hormonu... : Ahh.. Bu hormon coğunluğumuzun hayran olduğu/olacağı, çok arzuladığı, vuslatına ermek için yanıp tutuştuğu "BASİRET GÖZÜ" müzün açıldığı kapı. Manevi gizemlerle dopdolu bir alemin giriş kapısı.
Ruhumuzun bedenimizi ödüllendirdiği uhrevî dünyamız.
Yani...!
Ruhumuzun bedenimizden ayrılarak mana alemlerinin bizlere açıldığı trans halimizin başlangıcındaki hayatımız.
Zaman ve mekanın hiç bir mana ifade etmediği fizikötesi yani metafizik boyutları basiret gözü ile (epifiz bezimizle) görebildiğimiz muhteşem seyr-ü sefer halimiz.
3.Bölümde DMT hormonuna çokça yer verilecek. Bu hormon maddi ve manevi hayatlarımızın lokomotifi.
---------------------------------------------

Yorumlar

Popüler Yayınlar