ALLAHI , ALLAHIN KULLARINA SEVDİRİNKİ ALLAHDA SİZİ SEVSİN.
Derdi Dünya olanın dünya kadar derdi olurmuş.
Derdi Ukba olanında bütün dertleri derman-ı olurmuş.
Ne kadar muhkem bir hakikat.
Hani denir ya, dervişin fikri neyse zikride o olurmuş.
Rahmetlik anam derdiki; benim toprak başıma ben ne biliremki kime ne anlatim.
Bu ifadeye tevazu penceresinden bakılınca insanın kendini/nefsini beğenmeme ölçütü var ve bu çok doğru bir tefekkür.
Ama birde işin kolayına kaçma gibi şeytanın kişiye sağdan vurma gibi bir sinsiliğide asla göz ardı edilmemeli. Kişiye kendini cahil, cuhale bellettirip hayırlı işler yaptırmaktan onu uzaklaştırma cinayetini işlettirme riski var. İşte bu risk çok ciddiye alınmalı, kişisel vazifelerimiz bu bahaneye sığınılarak ötelenmemelidir.
Bu sonki ihtimal en doğru ihtimal. Hiçbirimizin bunda şek ve şüphe etmesine gerek bile yok. Şeytan işte bu kadar sinsi ve pusuda her an, her saniye İman nimetinden Müslümanı koparıp İmansızlaştırma cehd ve gayretiyle taarruza hazır beklemekte.
Bütün bunları tefekkür etmekle anlıyoruz ki; her bir Müslüman Allah ve Rasulünü ailesine, akrabasını, sokağına, mahallesine ve hatta Kainata anlatmak ve sevdirmek vazifesiyle mükelleftir.
Lut kavmine helak geldiği gece 80.000 kişi teheccüddeymiş. Cebrail(A.S.) ''YA RABBİ, bu insanlar teheccüt namazı kılıyorlar yine de helak emrini uygulayayım mı?
ALLAH(cc)'da ''onlar teheccüddeler ama kötülüğü engelleyecek kudretleri olduğu halde engellemiyorlar, bu hususta gayret etmiyorlar, dertlenmiyorlar.
Helak onlara da gelecek, ahirette amelleriyle diğerlerinden ayrılacaklar'' buyuruyor.
(Bu bölüm Alıntı.)
Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil Münker.
"İyiliği emretmek ve kötülükten menetmek"
İslâm bilginleri, bir şeyden korkarak kötülüğe engel "OLMA-MA-NIN" âdeta o kötülüğü kabul etmek ve ona katılmak anlamına geldiğini; asıl korkunun Allah'tan korkmak olduğunu; iyiliği emretmek ve kötülüğü engellemek görevinin eceli yaklaştırmadığını ve rızkı kesmediğini; ancak göz göre göre tâkat dışı belâya direnmenin de câiz olmadığını söylemişlerdir
(Kenzü'l Ummâl, II, 141 vd).
(İnsanların kudretli oluşlarından korkarak hakk-ı söylemekten çekinmeyin ama takatinizin, gücünüzün yetmediği aşırılıklarda da bulunmayın. Gücünüz nereye kadarsa o kadar mücadele edin, ama mutlaka mücadele edin ve o kötülük neyse onun düzeltilmesi içinde dertlenin, çareler üretin.)
Ma‘bûdu (cc) ve Mahbubu (sav) kendimizden hoşnut ve memnun etmemizin en ehemmiyetli yolu; insanlara iyiliği tavsiye, kötülükten sakındırma ameliyesini ifa etmekle mümkün olacağının idrakinde olmalıyız.
Bu vazifeyi yapmanın en önemli iki metodu da;
1-) Fiili tebliğ metodu.
2-) Kavli tebliğ metodu.
Fiili tebliğ; İman ettiğimiz dini özü ile yaşamımıza uygulamak, Temsil etmek, flili hayatlarımızda bu yaşantımızla dinimizi temsil etmek, örnek bir Müslüman olmak (tüm faraizleri hayatımıza uygulayarak çevremize örnek olmak.) Bu metod en etkili olanıdır. Yani bu hayatı yaşayan analarımız, ninelerimiz ve dedelerimiz de Allah ve Rasulünü sevdirme vazifesini bilincinde olmasalarda ne kadar harika ifa ediyorlarmış.
Peygamber efendimizin yaşantısını hatırlamalıyız.
Kavli Tebliğ; Sözle tebliğ ve daha daha önemlisi göz yaşlarımızla dua dua yalvarmak, iltica ve recada bulunmak Halik-i Mabudumuza. İlk önce kendi nefsimize, ana/babamıza, çocuklarımıza, aile efradımıza ve İnsanlığın selametine yalvarmalı da yalvarmalıyız. İnananarak ve arzulayarak.
Hakikatte, Hakiki bir İnsan olduğumuzu öğrenmek için kendi nefsimizi bir teste tabi tutalım.
Haberdar olduğumuz her hangi bir insanın acısı karşısında kalbimize ve beynimize teveccüh ediverelim. Bir bakalım hele bu zulmu yaşayan insan için üzüntümüz ne derecede?
HafizanAllah zerre bir üzüntü yoksa kalbimizde ve gözlerimizde bir damla yaş, çok ama çok tehlikeli bir maneviyatsızlık girdabında olduğumuzu anlayıp hemen başımızın çaresine bakıverelim.
Tevfik ve İnayet Rabbimizden.
Salat ve Selam Rasul-u Zişan Efendimize.
(Allahumessali ala Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed.)
NOT.. : Bu fakir, gönüllerde makes bulması niyazı ile kendi dost ve arkadaşlarına gönderiyor, sizlerde uygun bulurda paylaşırsanız arkadaşlarınızla..!
***Hayra teşvik eden, onu yapan gibidir.***
Derdi Dünya olanın dünya kadar derdi olurmuş.
Derdi Ukba olanında bütün dertleri derman-ı olurmuş.
Ne kadar muhkem bir hakikat.
Hani denir ya, dervişin fikri neyse zikride o olurmuş.
Rahmetlik anam derdiki; benim toprak başıma ben ne biliremki kime ne anlatim.
Bu ifadeye tevazu penceresinden bakılınca insanın kendini/nefsini beğenmeme ölçütü var ve bu çok doğru bir tefekkür.
Ama birde işin kolayına kaçma gibi şeytanın kişiye sağdan vurma gibi bir sinsiliğide asla göz ardı edilmemeli. Kişiye kendini cahil, cuhale bellettirip hayırlı işler yaptırmaktan onu uzaklaştırma cinayetini işlettirme riski var. İşte bu risk çok ciddiye alınmalı, kişisel vazifelerimiz bu bahaneye sığınılarak ötelenmemelidir.
Bu sonki ihtimal en doğru ihtimal. Hiçbirimizin bunda şek ve şüphe etmesine gerek bile yok. Şeytan işte bu kadar sinsi ve pusuda her an, her saniye İman nimetinden Müslümanı koparıp İmansızlaştırma cehd ve gayretiyle taarruza hazır beklemekte.
Bütün bunları tefekkür etmekle anlıyoruz ki; her bir Müslüman Allah ve Rasulünü ailesine, akrabasını, sokağına, mahallesine ve hatta Kainata anlatmak ve sevdirmek vazifesiyle mükelleftir.
Lut kavmine helak geldiği gece 80.000 kişi teheccüddeymiş. Cebrail(A.S.) ''YA RABBİ, bu insanlar teheccüt namazı kılıyorlar yine de helak emrini uygulayayım mı?
ALLAH(cc)'da ''onlar teheccüddeler ama kötülüğü engelleyecek kudretleri olduğu halde engellemiyorlar, bu hususta gayret etmiyorlar, dertlenmiyorlar.
Helak onlara da gelecek, ahirette amelleriyle diğerlerinden ayrılacaklar'' buyuruyor.
(Bu bölüm Alıntı.)
Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil Münker.
"İyiliği emretmek ve kötülükten menetmek"
İslâm bilginleri, bir şeyden korkarak kötülüğe engel "OLMA-MA-NIN" âdeta o kötülüğü kabul etmek ve ona katılmak anlamına geldiğini; asıl korkunun Allah'tan korkmak olduğunu; iyiliği emretmek ve kötülüğü engellemek görevinin eceli yaklaştırmadığını ve rızkı kesmediğini; ancak göz göre göre tâkat dışı belâya direnmenin de câiz olmadığını söylemişlerdir
(Kenzü'l Ummâl, II, 141 vd).
(İnsanların kudretli oluşlarından korkarak hakk-ı söylemekten çekinmeyin ama takatinizin, gücünüzün yetmediği aşırılıklarda da bulunmayın. Gücünüz nereye kadarsa o kadar mücadele edin, ama mutlaka mücadele edin ve o kötülük neyse onun düzeltilmesi içinde dertlenin, çareler üretin.)
Ma‘bûdu (cc) ve Mahbubu (sav) kendimizden hoşnut ve memnun etmemizin en ehemmiyetli yolu; insanlara iyiliği tavsiye, kötülükten sakındırma ameliyesini ifa etmekle mümkün olacağının idrakinde olmalıyız.
Bu vazifeyi yapmanın en önemli iki metodu da;
1-) Fiili tebliğ metodu.
2-) Kavli tebliğ metodu.
Fiili tebliğ; İman ettiğimiz dini özü ile yaşamımıza uygulamak, Temsil etmek, flili hayatlarımızda bu yaşantımızla dinimizi temsil etmek, örnek bir Müslüman olmak (tüm faraizleri hayatımıza uygulayarak çevremize örnek olmak.) Bu metod en etkili olanıdır. Yani bu hayatı yaşayan analarımız, ninelerimiz ve dedelerimiz de Allah ve Rasulünü sevdirme vazifesini bilincinde olmasalarda ne kadar harika ifa ediyorlarmış.
Peygamber efendimizin yaşantısını hatırlamalıyız.
Kavli Tebliğ; Sözle tebliğ ve daha daha önemlisi göz yaşlarımızla dua dua yalvarmak, iltica ve recada bulunmak Halik-i Mabudumuza. İlk önce kendi nefsimize, ana/babamıza, çocuklarımıza, aile efradımıza ve İnsanlığın selametine yalvarmalı da yalvarmalıyız. İnananarak ve arzulayarak.
Hakikatte, Hakiki bir İnsan olduğumuzu öğrenmek için kendi nefsimizi bir teste tabi tutalım.
Haberdar olduğumuz her hangi bir insanın acısı karşısında kalbimize ve beynimize teveccüh ediverelim. Bir bakalım hele bu zulmu yaşayan insan için üzüntümüz ne derecede?
HafizanAllah zerre bir üzüntü yoksa kalbimizde ve gözlerimizde bir damla yaş, çok ama çok tehlikeli bir maneviyatsızlık girdabında olduğumuzu anlayıp hemen başımızın çaresine bakıverelim.
Tevfik ve İnayet Rabbimizden.
Salat ve Selam Rasul-u Zişan Efendimize.
(Allahumessali ala Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed.)
NOT.. : Bu fakir, gönüllerde makes bulması niyazı ile kendi dost ve arkadaşlarına gönderiyor, sizlerde uygun bulurda paylaşırsanız arkadaşlarınızla..!
***Hayra teşvik eden, onu yapan gibidir.***
Yorumlar
Yorum Gönder