İYİ GECELER.... :Çok zayıf bir dua, temenna.
HAYIRLI GECELER.. : Orta kuvvette bir dua.
ALLAH RAHATLIK VERSİN.. : En mükemmeli.
Hayatımızın içinde sıradanlaştırdığımız ritüeller bunlar. Hatta bazen ağzımızdan çıktığının bile farkında olamadığımız
alışkanlıklarımız.
Ama çok önemli.
Çünkü bunlar DUA...!!!
-Merhaba, selam, en islami olanı Selamunaleyküm.
-Bye bye, hoşçakal, en muhteşemi Allaha emanet ol.
-Tebrik ederim, hayırlı olsun, en harikası Allah mubarek etsin.
-Güle güle giy, üstünde paralansın, en doğrusu Allah sağlık içinde giymek nasib etsin.
-Aman ne güzel bebek, çok tatlı, koruyucu olanı Maşallah Rabbim nazarlardan muhafaza buyursun.
-Bu işi tamam bil, o işi hallettim say, ama en temkinlisi İnşallah o işi yapacağım demektir.
(Yeri gelmişken) Hele gelecekte planladığın bir iş, eylem ve hatta hayeller için "İNŞALLAH" dememek hafizanAllah Rabbine savaş açmak gibi bir şeydir.
Biz öyle bir niyette olmasak bile.
Her yeni bir nefes, yeni bir adım atmak için dahi İnşallah yapacağım, edeceğim mutlaka ve mutlaka demek biz kulların peşinen acz ve fakrımızı ilan ederek bir kuru yaprağın bile Allah (cc) izni ve muradı olmadan kıpırdayamayacağına  iman ettiğimizin ilanı olacaktır.
Yoksa tekil olarak yapacağım, edeceğim, yaparım, ederim bunlar çok iddialı ve çok cahilce ve hatta akılsızca ifadeler olur.
Bu da; Allah muhafaza haddi aşıp belkide Gayretullaha dokunarak helakımıza sebep olabilir. Aman bunu çok ciddiye almak lazım.
Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Vurgulamak istediğimiz, bu örneklerdeki gibi hep 3.cü alternatifleri dillerimize yerleştirmek, hani ağzımızdan çıkanı kulağımızın duymadığı hale getirmek. Beynimizin içine kazımak.
Bunlar biz müslümanlar için çok önemli. Müm'in ebeveynler için çok hayati.
Peygamber efendimiz (sav) islamiyeti gönüllere nakış nakış temsil yolu ile işlemiş, yerleştirmiş, özümsetmiş. Yani ilk önce kendi hayatına tatbik edip yaşamış ve sonrasında da çevresini islamı kabul etmeye davet etmiş. Yani bu teklifi yapmaya hak kazanmış.
Rabbimizde Efendimize bu risaleti hak ettiği için nasip etmiş. Yani hak etmek lazım.
Bu nedenle islami terimleri hayatımızın orta yerine almalıyız ki önce kendi nefsimiz, sonra aile fertlerimiz, sokak sakinlerimiz, sentimiz ve Şehrimiz.....
Bakın bir benden, senden başladık uygulamaya taa sonu nerelere kadar uzadı da uzadı. Onun için; demek ki "bir benden ne çıkar" demek hakkımız değil.
Bir senden çok şey olurun işte yukarıdaki örnek isbatı kardeşim.
Özellikle gençlerimiz bu islamı kelimeleri kendi özel aile hayatında kullansa bile sosyal çevrenin içine girdimi 180 derece farklılaşıyorlar, kullanmaya utanır oluyorlar.
Bu da toplumun islama entegre olamamasından sanırım. Ve hatta biz ebeveynlerden kaynaklanıyor diye düşünürüm
Bizim (ebeveynler) bu islami kelimelerle süslenmiş cümleleri şöyle yüreğimizden coşku ile kararlı ve utanıp sıkılmadan imanımızın gücü ile şerefli şerefli ve hazla söyleme ve ifade etme kararlılığını göstermemiz lazım.
-Evden içerimi girdik, selamunaleyküm hanım, oğlum, kızım.
-Haydi Allahaısmarladık, Allahıma emanet olun, Rabbimin rızasını kazanacak güç ve kuvvette olun, İmanınız kavi olsun vs. vs.
-Hanım eline sağlık, yemeklerin çok güzeldi. Allah razı olsun.
-Ya bana ne kadar iyilik yaptın, teşekkür ederim, Alllah razı olsun, makımın cennet olsun, seni Rabbime emanet ediyorum.
İşte bu islami ritüelleri hayatımızın merkezine koyabilirsek dinimizi en güzel tarafıyla hem temsil, hem tebliğ etmiş hemde hasenat kazanmış oluruz.
Gençlerimizde bizdeki bu kararlılıktan müthiş bir cesaret alarak öz güvenle hangi sosyal çevrede olursa olsun övünç ve onurla bu islami kelimeleri kullanmayı başaracaklardır Allahın İzni ve Keremi ile.
Ebevyn kardeşlerim, evlat yetiştirme formulü vallahi bu kadar kolay. Sadece biz kendimiz yaşayan islam olalım yeter ki.
Aklıma geldi, şu Kıvanç Tatlıtuğ var, üç beş defa denk geldi dizilerde "Haydi Allaha emanet ol" demeyi hem çok söylüyor hemde çok severek ve inanarak söylüyor.
Bu ahlakına bayıldım inanın. İçki falan içiyor, çok dünyevi bir hayat galiba yaşıyor ama bu cümlesi yüzünden bu delikanlıya elimde olmadan çok yüklü bir sevgim var.
Unutmayalım ki; 75'li yıllarda Hababam sınıfı, İnek Şaban filimlerinde neuzü billahi en galiz küfürleri (haşa sümme haşa ağıza.. sövme) öyle yumuşak ahenklerde söyleyerek en başta kendi nefsimle ne yüksek kahkahalarla gülerek hoşlanmış, eğlenmiştik.
Aklıma geldikçe bu adama da devamında bu küfürleri filimlerinde kullanan yeni yetmelerede buğz edip duruyorum.
Tevfik ve İnayet Rabbimizden.
Salat ve Selam Rasul-u Zişan Efendimize.
(Allahumessali ala Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed.)

Yorumlar

Popüler Yayınlar