Hz. ÖMER ra AKİBETİNDEN ENDİŞE EDİYOR. YA BİZ....!!!
Hz. Ömer ra, peygamber efendimizin kabri önünde bir bedevinin dua ettiğini görür ve arkasında durup duasını dinlemeye başlar. Şöyle dua etmektedir bedevi:
“Yâ Rabbi! Bu senin Habibin, ben de kulunum. Şeytan da düşmanın. Eğer beni bağışlarsan habibin sevinir, kulun kazanır, düşmanın üzülür. Beni bağışlamazsan habibin üzülür, düşmanın sevinir, kulun helak olur. Yarabbi! sen habibinin üzmekten, düşmanını sevindirmekten, kulunu helak etmekten daha cömertsin. Yâ Rabbi! Araplar arasında asil insanlar vefat ettiklerinde kabri başında kölesini azat etme geleneği vardır. İşte Alemlerin Efendisi vefat etti. Kabri başında Beni cehennemden âzât et”.
Bunun üzerine Hz. Ömer avazı çıktığı kadar: “Ya Rabbi! Bu Bedevi’nin Senden istediğini ben de istiyorum” diye bağırır. Sakalı ıslanıncaya kadar hıçkıra hıçkıra ağlar.
Bedevî dayanamaz ve: Ey Müminlerin Emiri! Sen demi ağlıyorsun?
(islami kaynaktan alıntı)
İnsanın Rabbi karşısında kendisini bir "Hiç" görmesinin hikayesidir bu. Yaşarken Cennetle müjdelenen Hz. Ömer efendimiz bile nefsine itimat etmemekte, akibeti için endişe etmekten dur olmamaktadır.
Akibetinden endişe etmeyenin, akibetinden endişe edilir.
Bu minik hikayecik bize çook şeyler anlatmakta. Akibetimiz aklımıza geldikçe çiğerlerimiz yanıp tutuşmalı. Cehennem azabından daha elem verici olanı var bilirmisiniz?
Rabbimizin bize "kulum" de-me-mesi. Bu azaptan daha çetin azap yokmuş. Hz. Musa zamanında yaşamış günahkar piri fani bir zat Musa aleyhisselama çok yalvarmış, rica etmiş; Ya Musa Rabbinle konuşmaya gittiğinde benim akibetimi sor. Sormuş Musa kerimullah Rabbine. Rabbi buyurmuş ki o kulum cehennemlik. Dönmüş halkının arasına, o ihtiyar kesmiş önünü, Musa as üzgünüm ama Rabbim buyurdu ki " o kulum" bunu duyan ihtiyar heyecandan bayılıvermiş, ayıltmışlar bir daha tekrarla ya Musa Rabbim bana "o kulum" mu dedi? Evet öyle dedi derdemez yine bayılmış, tekrar ayıltmışlar, bu ihtiyar daha ötesini duymak istememiş. Madem Rabbim beni muhatabı kabul edip bana "o kulum" dedi, şimdi isterse cehenneminde yaksın. O esnada Cebrail aleyhisselam, Musa as'mın kolunu silkeleyerek ya Musa Rabbim bu kulunu affedip cennetine koydu müjdesini vermiş.
Muhatap kabul edilmek bu kadar ehemmiyetli.
"kulum.... kullarım" desin Rabbimiz ki muhatab alınmış olalım.
Rabiatül adeviyye anamız tam teslim hususunda şaşkınlığını ifade ederek buyurmuş ki.... Allahın kulları hem teslim olduk, itimat ettik Rabbimize derler, sonrada rızıklarından endişe ederler.
Bütün bunları kendinde cem etmiş farzların farzı üç hakikat var.
İman meselesi. İman mevzusu bir canlıyı ayakta diri tutan omirilik gibidir. İmanın zayıflığı yada güçlülüğü aynı omiriliğin yapısına benzer. İman üç rükünden oluşuyor. Hemde farzların farzı.
1.Rükün....: Kadere iman
2.Rükün....: Hamd etmek
3.Rükün.....: Şükr etmek
(ikili sohbetten alıntı)
Peygamberimiz sav iğneniz dahi kayıp olsa onuda Allahdan isteyiniz buyuruyor. Rabbimiz kaderimize yazılanını yaşatıyor bizlere. Olaki cüz-i irademizi kullanarak olayların gidişatını değiştirir gibi olsak bile buda kaderimiz sınırları içinde cereyan ediveriyor.
Birde, Musibetlerde hamd, nimetlerde şükür mecburiyetimizdir.
Bu üç sac ayağını omiriliğimiz kabul etmeliyiz ve bu mihval üzere yaşayarak akibetimizden son nefeslerimize kadar sürekli endişe içinde olmalıyız.. Hayır... Hayır.. Tir tir titremeliyiz.......!
Yorumlar
Yorum Gönder