MÜNAFIKLAR ŞEYTANLARIYLA BERABERDİRLER

Müm'in gibi yaşam için münafık gibi inanmaktan vaz geçmeliyiz. 


14. Ve îmân edenlerle karşılaştıkları zaman: “(Biz de) îmân ettik!” derler. Şeytanlarıyla (reisleriyle) baş başa kaldıkları zaman ise: “Gerçekten biz sizinle berâberiz; biz (onlarla) ancak alay edicileriz!” derler.


15. (Bil‘akis) Allah onlarla alay eder ve onlara mühlet verir (de), azgınlıkları içinde bocalayıp dururlar.


16. İşte onlar, hidâyete karşılık dalâleti satın alanlardır. Fakat ticâretleri (onlara) kâr getirmemiştir. (Onlar, o zarardan kurtulmak için) doğru yolu bulmuş kimseler de değillerdir.

(Bakara suresi 14-15-16.Ayetler) 


Semavi dinlerin tamamında Allahtan korma, sakınma vardır. Ama malesef tahrif edildiği için sadece bu Allah korkusu bizim dinimizde her zaman taze, her zaman canlıdır. Çünkü islam dini tahrif edilemiyor, değiştirilemiyor elhamdülillah. Ammaaaa....... 


İslam dinindeki kurallarda bir çok islam ülkesinde orjiniyle tatbik edilemediği içinde topyekün insanlığa güzel örnek olamıyoruz. 

Paramparça, biraz başından, ortasından ve sonundan derken bölük pörçük bir şeyler zuhur ediyor. Ne kendi içindeki problemlere çare oluyor nede dünyaya güzel bir örnek oluyor. Malesef örnek alınarak fiili hayatlara derman yapılamıyoruz. 


Bu parçalanmışlığımızı da özellikle dışı müslüman içi münafıklar çok kullanıyor, çok malzeme yapıyorlar. 

-Bende müslümanım ama....... 

-Bu devirde bu kadarınada pes vallahi...... 

-Asrımızda bu küf kafalılık olacak iş mi...... 

-Ticarette faizli işlemlere mecburuz..... 

Ve daha nelerde neler. Böyle münafıkâne bahanelerin üretilmesi malesef dinin kurallarının hayatlarımıza tatbik etmememizden kaynaklanıyor. 


Bütün bunların yekünundan hem toplumsal, hemde kişisel sorumluluklarımız var. Münafıkların sayısı bizim böyle konuları ne kadar dertlendiğimizle orantılıdır, bunu bilelim. Hiç birimiz duvarın kovuğunda yaşamıyoruz. Yaşadığımız canlı Hayatlarımızla ya iyi yada kötü örnek oluyoruz. Hiç birimiz sorumluluklardan beri değiliz. Kendi canavarımızı kendimiz büyütüp besleyip sokaklara salıyoruz. Kendimize çeki düzen vermek farz oldu. 

15-17 yaşındaki çocuklar bellerine silah sokup okulları basıyorlar. 

Bu yaşlardaki gençler sevgilisiz oldularmı kendi aralarında alay konusu oluyorlar. Sigarayı yazmaya zaten gerek yok. 


Ya biz gibi koca koca adamlara ne demeli? 

Münafıklık böyle küçük şeylerden ödün vererek palazlanıyor. 

Allah, peygamber dedin mi tu ka ka oluyoruz, gerici oluyoruz. 

Ama az biraz Yaradan ümüğümüzü sıktımı süklüm püklüm fare yavrusu gibi büzülüp kalıyoruz. Biraz önce kükreyen aslanlar yok oluveriyor nedense. 

Hepimizde münafıklık belirtileri varmı yokmuyu bir test edelim hele. En başta kendi nefsimde ne münafıklık emâreleri vardır kim bilir. İki yüzlü palyaço gibi olmuşuz. Vicdan-ı bir gözle kafamızı kaldırıp aynaya baksak suratımızdan akan kirleri ve pasları çokça göreceğiz ama bu yürekle aynaya bakmakta yürek istiyor. 


Ömrümüz, nefsimizi hindi gibi kabartmakla geçti. Yetmedi mi nefsimize bu kadar yalakalık? Bizim münafıklar gibi yaşamamız sadece kendimize zarar olmuyor. Sokağımıza, caddemize, ilçemize ve nihayet ilimize toplumsal zarar olarak saplanıp kalıyor. 


Müm'in gibi yaşam için münafık gibi inanmaktan vaz geçmeliyiz. 


Yorumlar

Popüler Yayınlar