Kaç yaşında olurlarsa olsunlar........
ÇOCUKLARINIZDAN ŞAFKATİ ESİRGEMEYİN
TRT1 de Gönül Dağı adlı bir dizi var, benim tek eğlencem bu dizi.
Bozkırda yaşanan hayatları çok güzel işliyorlar.
O dizide düğüncü Muammer karakterinde bir baba var. Oğlu da Veysel, evli ve birde çocuğu var. Yani düğüncü Muammer efendinin torunu oluyor bu minik yavru.
Bu baba ve oğul birbirlerine duydukları sevgiyi hep kilitli sandıklarda saklayıp durmaktalar. Hele baba Muammer, çok katı kalpli bir görünümde. Ama oğlu veysel 30 lu yaşlarda olmasına rağmen babasının saçları okşamasını hep beklemekte. Ama babası yüz yüze geldiklerinde merhametsizlik canavarı oluyor oğluna karşı. Bir türlü sandıkta kilitlediği sevgisini çıkarıpta oğulcuğuna bol ganimet ikram edemiyor, beceremiyor.
Bu delikanlı 30 lu yaşlarda olmasına rağmen bıkmadan usanmadan babasının başını sevgiyle okşamasını bekleyip duruyor. Babasına kendini beğendirmek için neler yapıyor neler.
Kazık kadar olmuşum demek istesede yüreğindeki o boşluk hep *aç* olduğu için yüreğini doyurmadan yoluna bir türlü devam edemiyor. Sahili döven dalgalar gibi o boşlukta sürekli bu "evladın" yüreğini incite incite dövüp duruyor.
Her yaşın bir sevme metodu vardır mutlaka. Böyle yaşı geçmiş evlatlarıda şöyle el bebek gül bebek sevecek halimiz yok elbette.
Yaşına uygun tarzda sevgimizi bir şekilde izhar etmemiz lazım.
Çok hürmet ettiğim bir zat vardı, bu zatında 85 yaşlarında bir anacığı varmış. Sık sık ziyaretine gidermiş. Her gittiğinde oğlunun başını dizine koydurtur başlarmış saçlarını okşamaya.
Oğluda bir gün demiş ki.....
~Ya anacığım ben 60 yaşındayım, şu kadarda torunum var, vallahi bir gün beni bu halde görecekler diye korkuyorum.
Anacığı ne demiş......
~Sus bakiyim, sen ne çabuk büyüdünde anneye çıkışıyorsun.
Bu minik hatıra her şeyi anlatıyor fazlasıyla.
Babalar, analara göre sert ve katı görünümlüdürler. Hele ki baba ile oğulun pürüzsüz anlaşmaları çok imkan dahilinde değildir. Ama bu asla babaların kalpleri demirden anlamına gelmez. Fıtrat gereği bu sertlikler zaman zaman peyda olur ama, kalp sakinleşip yumuşadıkça o sevgi çeşmesinden ballı şerbet cılızda olsa akmaya başlar. Bu çok deneyimlenmiş bir tecrübedir.
Derim ki... Birbirimizi sevgiye aç ve hasret bırakmayalım.
Yorumlar
Yorum Gönder