CIBILIN KABADAYISI, CIZ CIBILDAK SÜLEYMAN SOYLU BEYİMİZ DÜN NE DEMİŞ HAYDİ BUYURUN OKUYUN. 


İçişleri Bakanına bir gazeteci sormuş; 

-Efendim, yangının 6. Günündeyiz hâlen daha Askerimiz yangına müdahalde yok. 

-Bu iş onların yani Türk Silahlı Kuvvetlerinin işi değil demiş. 

Al babana selam söyle. Acaba buda  İtibardan tassarrufa mı dokunuyor. 

Sanırım bu gün nihayet Asker yangın bölgesine sevk edildi yada edilecek. 

Tam 7 gün neden izin verilmedi TSK ya? 

-Bak yine şom ağzını açtın diyeceksiniz ama itimat edin bu zihniyet egedeki kıyametin içinden dahi siyasi bir kazanç elde etmeyi unutmadı, unutamadı. Nasıl mı? 

Şimdi bu Cumhurun resi monarşik düzeni teorik olarak kurdu ama bir türlü bu kurduğu tek adamlık hükümranlığını tamda istediği gibi uygulamada gerçekleştiremedi. Yılanlar ara sıra yuvalarından başlarını çıkarıveriyorlar. Hahh işte yılanın çıngıraklısı da TSK.  Gerçi "Askeriyenin" demokrasi deki sicilide hiç iyi değil. Kafası bozuldumu alll sana ihtilal. İşte bundan dolayı monarşinin reisi

Erdoğan, askerleri bu yangın işine bu yüzden sokmadı ilk başlarda. 

Demek istedi ki halkına... Eskidendi o...... Başın az biraz sıkıştı mı aman koş Asker....!  İşte ondan dedi cıbılın kabadayısı Soylu. 

-Bu iş TSK nın işi değil. Yani onların üstlerine vazife değil. 

Bundan böyle biz askere kalk dersek kalkacak, otur dersek oturacak. Bak inanın halkın nazarlarına bu algıyı vermek istediler. Ama yangın ummadıkları kadar cevval çıktı. Evdeki hesap uymadı. 


Ahh ulen sahte kahramanlar, cıbılın kabadayıları, don kişotlar, süslüler siz ruhen ölmüşsünüz. 

Sülü beyimiz sanki Bakanlığı bünyesinde 15-20 uçaklı yangın filosu kurmuşta, şimdide kabadayılık yapıyor. Askere ne ihtiyaç! 

Sanki demekte ki.. Yahu kaç zamandır milletimizin selamette olmasını emniyet altına almak için itibarımızdan tasarruf eyleyüp milyon dolarlar harcayarak filomu oluşturmuşum, bırakında şu yangın filomun maharetletini milletime göstereyim. 

Bizde bu maharetlerini alkışlar, canımız,  çiğerimiz der, hayır dualarımızı yürekten gönderirdik. 


Antalya Belediye Başkanı Mühittin Böcek ağlar halde 

-Ne olur bu bölgeye yangın uçakları, helikopterleri gönderin demiş ama acziyet içinde demiş diye Dış İşleri Bakanımız bu anlık duygusallığı hükümetin itibarını düşürmeye matuf değerlendirdi. 

Adamın akşam denk geldi açıklamasını dinledim. Der ki,  yangın bölgesine vardım,  beni görüp tanıyan kadınlar ve yaşlılar ağlayarak gelip bana sarıldılar...*Aman başkanım bizi kurtar* öyle bir atmosfer oluştu ki,  âdeta can pazarı, bende o yoğun duygularımla o istekte bulundum. 


Ne diyelim, onlarda yaşasınlar ve anlasınlar. Kadıncağız beyaz kızına,  sarı kızına sımsıkı sarılmış ardı sıra sürüklemekte ineklerini. Tam denizin dibine geldiler, halkı botlarla karşı kıyıya taşıyorlar, bir görevli yalvarıyor, teyze be ne olur bırak o hayvanı da gel bin bu bota, canından değerli mi?  Evettt değerli canından. 

Ama biz anlayamayız ki... O kadın için inek, hayvan olmaktan,  maddi bir değer olmaktan,  mal canın yongasıdır olmaktan çıkmış.  Onlar ana-kız olmuşlar be. Kadın bu duygusunu diyemedi işte. Diyemedi ki... Be gardaşım sen benden istediğininin farkında değilsin, bir ana kızını kıyıda bir başına bırakıpta nasıl o bota biner. Geett işine geettt.. Sonuna kadar bekleyecem dedi. 

OLMADI SONUNDA DENİZE ATARIZ KENDİMİZİ....! 


Ahhh süslüler sizler var ya sizler....... Çürümüşsünüzzzz.......... 



 

Yorumlar

Popüler Yayınlar