YA SEN APTALMISIN? HERKES ALIYOR, 

SEN NİYE ALMIYORSUN...? 


Kapış, kapış olmuş rüşvet almak, kara paraları Ak'laştırmak. 

Bu cizgi çoktan aşılmış meğerse. Kendi içlerinde; "Ya falanca, falanca işi şu kadar milyona halletmiş, bende benzer işi hallettim ama aldığım para o falancanın aldığının yarısı bile değil." 

Adamcağızınların uykuları bu yüzden kaçmaya başlamış. 

Haa, birde elde ettikleri nakitleri ve gayri menkülleri üzerine yapacağı "Dürüsttt" eş ve dost bulma telaşesi de yaşanıyordur herhal. Güyâ adil adelet sağlayıcılar, nasıl oluyorsa bazen yada konjektüre göre mal varlıklarına el koyma işinde, suçlunun birinci derecesinden, ta beşinci-altıncı derecesine kadar akrabalarınında mal varlıkları mercek altına alınıyor ve duruma göre el konuluyormuş. Onun içinde soy bağı olmayan dürüst eşe, dosta üzerlerine tapu çıkarmalara çok ihtiyaç duyuyor bu iş takipçileri sahtekârlar. 


Haklılar da; aha bu günlerde acaip şöhrette zirve yapan televizyoncu, gazeteci, tartışma yöneticisi ve daha kaç tane daha makam sahibi Habertürk Tv den Veyis Ateşin kendi üzerindeki mal varlıklarını saydı Barış Yarkadaş (iftira değilse tabii) en son, İst. Çengel köyde bir daire almış ki... Sadece bunun fiyatı 2.8 milyon liraymış. Ve kaç tane daha saydı.. Birde tekne almış. 

Veee Veyis Ateş de aynı Ahmed Hakan Çoşkun (hürriyet in genel Yayn. Yöntm, Tv de moderatör) gibi ilahiyat kökenliymiş. Hem bu Veyis, Ahmed Hakandan daha ileri ilahiyatçı. Ahmed, sadece imam hatip lisesi mezunu sanırım, Veyis ise İlahiyat fakültesi mezunuymuş. Din ve ahlak dersi öğretmeniymiş bu pis işlere bulaşmadan önce. 

Ahhh! Şu lânet para ve kadın imtihanı çok çetin.


Aklı başında bir bilge insanı dinlemiştim televizyonda; konyalı Tahir Körükçü hocamız. Ne lezzetli bir iman sahibi zattı. Bayılıyorum ses ahengine, insana gerçek huzuru yaşatıyor. 

Birde Mahmud Esat Çoşan'a hayranımdır. Aynı Anzer balı gibiler.


Bu zatlardan dinledim, kaç defa. Erkeğin ennn çetin imtihanı; 

Para, Makam ve Kadın.

Kadının imtihanı ise; Gıybet, iffet ve şöhret.

Hani Efendimiz sav hanımlar için buyurmuş ya! Hanımlar, beş vakit namazlarını aksatmasınlar, gıybet etmesinler ve iffetlerini korusunlar bende onları hemen şimdi cennetle müjdeleleyim.

Yine kadınlar, az biraz dişlerini sıksalar bu üç meziyeti kolaylıkla elde edebilirler.

Ahhhh..Asıl başı belada olan erkekler. Kadın, şöhret hele Para.


İnsanı maazAllah bazen ne İmam Hatip, ne İlahiyat okumak kurtaramıyor. Çok muhkem olarak İman etmek lazım şu hakikate!

Rabbimiz buyuruyor ya "sizin benim katımdaki üstünlüğünüz ancak takvanızladır. Irkınız, diliniz, cinsiniz, renginiz cibiliyetinizle değil.


Hani özellikle şu Irk..Irkçılık bazen tadında burakılamıyor. Fanatikleştiriliyor. Aslında, her güzellikte olduğu gibi bunda da orta yolu tetcih etmek lazım, ifradına kaçmamaklazım. Her neyse.


Demem o ki İnsan oğlunun aç gözlülüğü malesef hep hüsranla bitiyor. Zamanında Alnına çalmışsa bir kara, ölse de peşini bıarmıyor. Ne kötü bir ün ve şöhret ki deriden bir türlü temizlenemeyen kötü bir boya gibi. Aha Demirörenlerin ölen babaları, 1965 lerde rum bir iş adamının malını gasp etmekle başlamış maddi yükselişi. Ne oldu 60 sene sonra da olsa çıktı ortaya da nesebini rezil rüsva etti. Hele, hele ya ahireti...?


Amaannn vallahi değmez. Sakın hiç birimiz heveslenmeyelim. Hatta şükredelim. Yıllar önce bir zat demişti ki; ya aslında biz aile sorumluluğu taşıyan erkekler oturup akıllıca bir düşünsek ki; benim öyle yada böyle kazanıpta evime alıp getirdiklerimin yüzde kaçını kendi nefsim için kullanabiliyorum? Derdi bu zat. 

Bir kilo et getirsem ve o pişip yemek olsa, benim payıma herhal anca 150 gramı düşer. Mideme en fazla bu kadarı gider. 

Ee şu 150 gram için haram kazanmaya değer mi? 

Hele birde sorumluluğumda olan aleminde midesine gidenden de hesaba çekileceksem. Hele,hele birde, mahşerde; kimse kimseyi tanımıyacaksa! Her nefis kendi başının çaresine bakacaksa! Ana-baba evlattan, evlatta onlardan kaçacaksa..! Vayy anam vay.


Yaaa..İşte hayatlarımızın özeti bu efendiler..Vallahi bu kadarcık.


Israrla ve ısrarla..İlk önce kendi nefsimize, sonrada sesimizin ulaştığı herkese, küçük-büyük şunları tavsiye edelim her fırsatta.


~Gelecekte bir iş yapmayı hedeflemiş ve niyetlemiş veya söz vermişsen o vaadinin en başına mutlaka "İNŞALLAH" ı koyyyy.

(İnşallah yapacağım, İnşallah halledeceğim, inş. geleceğim gibi)


~İşlerini mutlaka "İSTİŞARE" ile yap. Çok önemli Kararlarında kendi başına düşünerek plan yapma, yapacağın işin mahiyeti hakkında sana fikir verebilecek ehil kişilere danış, istişare et.


~Aklından, kalbinden ve dilinden hep; dünyan ve ahiretin için "HAYIRLI" olan ne ise onu iste. Ama nefsinin istek ve arzularını dizginleyerek bu duayı samimiyetle yapmayı başar. 

Yani Rabbine mutlak güven. 

O'nun senin için yarattklarına razı ol, Isyan etme...!


Bu üç şartı fiilen hayatına rehber yapana selam olsun denir, imrenilir, gıpta edilir. Ama asla zor değil bunu da bilelim yani.


Hele, hele haram kazançtan, aff buyurun aynı kokmuş, leş olmuş bir cendekten iğrenir gibi tiksinmemiz şart.. Enn başta haram.....!


Haaa...  Hani şimdi bu kadar ahkâm kestim ben ya. Sanki saydığım bütün bu güzel meziyetlerle donanımlıyım. Hâşâ, milyon hâşâ.

Amma! İnşallah, sadece epey biraz, haram hususunda fıtratımda olan bir reddiyem var, hepsi bu kadar. Terbiyem tam değil, eksik.


Hayatımızın bütününü toplasak, toplasak sadece 150 gram.

Amaaannn....İnsanın midesi, kebapla çok, kuru ekmekle az doymuyor ki...

Mide doyma kapasitesine çıktımı tamam, sadece lezzet farkı var.


Selametle İNŞALLAH.


Yorumlar

Popüler Yayınlar