NİMETTE KENDİNDEN AŞAĞISINA, MUSİBETTE KENDİNDEN YUKARISINA BAKMAK. 


Muhteşem bir İSLAM ahlakı. Evet ne kadar muhteşem bir denge değil mi?  Bu formule, Altın kural da deniyor. 

Birde MUTLULUK formulü deniyor.


Dün bu hususta öyle bir manevi tokat yedim ki, hemde canlı, canlı. 


Cuma namazından eve dönüyordum, önüme eli ayağı düzgün, epey  kaliteli yatay mimarili uzunca bir apartman çıktı, gözüm takıldı da şöyle bir iyicene baktım planına ve mimarisine, çok beğendim, veeee insanız ya! kalbimde şu duygu kabarıverdi.....!!!

"keşke şu binada benimde bir dairem olsaydı" 

Daha bu heves ve düşüncemin eğrisinin, doğrusunun muhasebesini yapamadan göz kapaklarımı belki bir saniye aşağı indirmiştim kiii ! Bu apartmanın önünde sıralı çöp konteynerlarının başında yüzünü yan cephesinden görebildiğim benim yaşlarda bir zatın çöp kovalarının içinden kağıtları ve plastikleri ayıkladığını gördüm.(üstü başı temiz ve düzgünce, beyefendi görünümlü bir zattı. Kim bilir, bu yaşında, onu bu işi yapmaya mecbur eden ne zalim mucbir sebepleri vardı)

Fiziksel şekli aynı ben gibi. Titredim adetâ, sanki ışınlanmış gibi bu zatla yer değiştirdik. O ben oldu.. Bende o oldum. Kendimi hayelen çöplerden atıkları ayıklar gibi gördüm. 

Bunu bir kaç saniye de  olsa fiilen yaşadım. 

Alnımın ortasına ortasına sanki balyozları vurdular. 

"AMAN ALLAHIMMM! ESTAĞFURULLAH.... ESTAĞFURULLAH" 

Benim emekli maaşım var, kiramı karşılayacak bir ek gelirimde var. 

Ve ben bir apartmanı çok beğendiğim için birde buradan daire sipariş veriyorum Rabbime. 

***Ham ve cahil nefis, doymak bilmez. Îmânın lezzetini tatmış bir mü’min ise, kifâyet miktarı bir rızka hamd eder, hattâ onu bile paylaşacak insan arar.***  Dünkü aç gözlülüğümle haddimi aştım.

Büyükçe bir mağazası ve üç kocaman apartmanlarını bana gösteren 75 yaşlarında ibadetlerini aksatmadığını zanneden dünyanın ennnn bahtsız bir zenginine şunu sormuştum.

~Hacı ağabeyi, esnaf bir hacı eniştem vardı ve abisiyle ortak ticaret yaparlardı. Bunların bir zekat defterleri vardı. Zekatlarını o kadar titizlikle hesap eder ve hatta fazla fazla vermeye gayret ederletdi ve hemde verdiklerini ve kalan zekat borçlarını  bu zekat defterlerine yazarlardı. Sen zekatını nasıl bir düzen içinde takip edersin? bunu sordum..zavallı sadece bön bön baktı bana.

~Ya bizde öyle bir şey yok. Zaten bu sene kimseye bir şey verecek durumda değilim. Neden dedim?

~Bizim sokakta bir arsa vardı onu başkası almasın diye ben aldım, biraz borçlandım.....dımmm, dımmm.. dım dııı mââ...dummmm....!


Yorumlar

Popüler Yayınlar