SONSUZ" ~ "SONSUZLUK" ~"SONSUZ HAYAT"

"SONSUZ" ~ "SONSUZLUK" ~"SONSUZ HAYAT"


Lütfen dikkat...! Konumuz SONSUZLUK.....!!!! 


~Ohoo bu kadar yaptığın hayır ve hesenatın öbür dünyanda sana yeterde artar bile.. 

~Keşke o kadar iyiliği bende yapmayı becersem, bana yeter....

~Senin var ya yaptığının yarısını yapsam bana yeter........


Bütün bunlar ve benzerleri sonsuuuzzzzz yaşayacağımıza İMAN ettiğimiz gelecekte yaşayacağımız hayatımız için söyleniyor. 


Sahi sizce  bu hayır ve hasenatımız "Sonsuuuzzz"  bir hayatımız için yetermi?  Yani teorik olarak..


Sonsuz ne demek ya...!!!  Sonsuuzzzz....... 


Sonu olmayacak, hiç bir zaman ve koşulda bitmeyecek bir olguyu düşünüyoruz şimdi, şu an. 


Cennette sonsuzzzz yaşamak.... 

Cehennemde ise...;

--Cezamızı çekene kadar kısmi yaşamak. 

-- Yada HafızanAllah sonsuzzz yaşamak. 


Her ikisinde de sonsuzluk var. 


O zaman şunu soralım kendimize; 

-- Sonsuz bir Cennette yaşamak için hangi güzel âmelimize "bu bana bu dünyada da öbür dünyamda yeterde artar bile"  diyebiliriz? 

-- Yada şu kadarcık bir günahla "Cehenneme mi gidilir" diyebiliriz? 

Rabbimizin özel fazlı ve keremi müstesna elbette. 


Kuran-ı Kerimi okuyan birisine; 

Her harfi için.. 10.. 100.. 1000 ve daha fazla sevap verilir hükmünü matematiksel olarak hesaplamaya kalksak,  sanırım hiç bir şekilde doğru cevaba ulaşmak mümkün olmayacaktır. 

Varsay ki bir sonuç çıkarıldı. Trilyon, Katrilyon,  Ketrilyon bir rakam elde edildi. Yani sonu olan bir matematiksel değer bulundu. Bak sonu olan. 

Şimdi sonu olan bir değeri,  sonu olmayan bir hayata taşısak acaba bu amelimiz, o sonu olmayan  bir hayatımızda bize kaç milyon yıl yeter,  kaç trilyon yıl karnımızı doyurmamıza kâfi gelir? Haydi katrilyon yıl, hatta ketrilyon yıl olsun.


Bu formüle göre... "offf canım çok sıkılıyor, zamanda hiç geçmiyor"  demek cahilliğimizden olmaz mı? Hangi cahilliğimiz..??

Sonsuz bir yaşam için "Zaman" adlı müthiş bir azığımızı uhrevi sermaye biriktirmek yerine; luzümsuz,melâyani,boş işlerle gönlümüzü hoşlandırmak için kullandığımız cahilliğimizi kastediyoruz.

Bütün bu akılsızlıklarımız Sonsuzluk kavramının içini dolduramamayı idrak edemediğimizden değilmidir?

Bu hakikate göre "bir an" lık dahi boşa harcayacağımız bir "zaman" ımız var mıdır?

(Saatlerce TV seyreden en birinci benim nefsimdir. Daha dün gece kesintisiz 3.5 saat seyrettim.) 

Kendimce din-i vazifelerimi yapmaya çok özen gösterdiğimi zannedtiğim halde, nefsimin elinde oyuncak gibiyim. 

Bu makaledeki müteâlâları, ilk önce kendi kâfir nefsimi töhmet altında bırakarak yazıyorum.

Yani hiç birimiz sütten çıkmış ak kaşık değiliz.


Geçenlerde, günümüzdeki şu cep telefonu aşkımızı örnekleyen çok manidar bir tesbit okudum.

Tesbiti yapan zat şunu söyledi.

İmam Ebu Hanifeler, Ebu Yusuflar, İmam Şafiiler;

Belki 40 sene kesintisiz yatsı abdestiyle taa sabah namazını kılmışlar. Yatsıdan başlayıp sabah imsak vaktine kadar namaz kılmışlar ve bu namazlarında her gece Kuran-ı Kerimin tamamını da okumuşlar,  Hatm etmişler.

Bunu öğrendiğimde doğrusu nasıl olur, bir insan bunu sahiden başarabilir mi? Saatlerce ayakta durabilir mi? vs. vs. diye düşünmüştüm.


Sonradan bu aşkı, şevki ve hatta sevdayı günümüzdeki cep telefonlarını 24 saat elinden düşürmeyen İsmail Hakkı gibilerini gördükten sonra inandım ki, insan bir şeye aşkla bağlandımı 24 saatinide, belki daha fazlası zamanınına da bu "AŞK" ı için seve seve feda edebilirmiş. 

Ne ayakları şişer, nede gözleri kan çanağına dönermiş. Hatta bu arızalar peyda olsada seve seve "aşkım için başım, gözüm üstüne" der Şekva etmez diye düşünerek o zatların "AŞK" ları için sabahlara kadar namaz kılmalarını aklımda, nefsimde tam kabul etti. Mutâin oldum.


Bir arkadaşım demişti ki, cennetin kapısından içeri girsem o da bana yeter.

Ama işte oralara gittiğimizde görecekmişiz ki cennete kapağı atmak yetmiyormuş.


Bir hikaye..:

Cehennemdeki cezasını çeken bir müslümanı görevli melek dışarı atıverir. 

--Cezan bitti, haydi git kurtuldun der.

Az biraz soluklandıktan sonra kafasını kaldırdığında biraz uzağında bol yapraklı, çokça gölgeli bir ağaç görür ve Rabbine yalvarır,

--Rabbim nolur bana izin ver o ağaca kadar varıp gölgesinde serinleyeyim, başka bir şey istemem.

Rabbimiz buyurur ki, 

--Bak sen benim kulumsun, seni benden daha iyi kimse tanıyamaz, sen yine bir şeyler istersin.

--Vallah, Billah istemem, söz veriyorum der.

Varır ağacın gölgesine bir güzel dilenir,soluklanır. Bir ara başını yukarı kaldırır bakar, ohh ne de güzel meyveler sarkıyor ağacın dallarından. Bilmel kaç milyon zamandır zakkum ağacının o dehşet acı,zehir meyvelerini yemekten, lav gibi kaynar kazan suyunu içmekten helak olmuştur.

Dayanamaz,

--Rabbim çok acıktım, şu meyvelerden yememe müsade et karnımı doyurayım, başka hiç bi şe...

Derken meyvelerede izin alır, sonra ufka bakar cennetin içini az biraz görür, kapısına kadar olsun izin ver başka bi şey... Cennetin ilk derecesi..Ohoo 2.Derecesi daha müthiş..Ohoo.3..4..5.6.7 dereceler derken Adn..Firdevs cennetleri...!!!!

Böyle böyle istekler bilmem nereye kadar çıkarsa çıksın insanoğlunun nefside, kalbide hangi makamı gördükten sonra mütmâin olurmuş biliyormusunuz.....!!!!!

--RABBİMİZİN CEM'ÂL-İ  PÂK-İNİ  GÖRDÜĞÜNDE. 


Son söz olsun şu diyeceğimiz...:

Her nimet külfeti,eziyeti oranında ya az makbuldür, yada çok makbüldür, yada işte bu son mertebe gibi zirvelerden zirve kadar çoktanda çok makbüldür.


~Namaz kılamıyorum, çok zor geliyor deme...!

-- Her gün mutlaka kelime-i şehadeti tekrarla da tekrarla. Bıkınllık geldi deme.


Kabirde ilk sual; Allaha ve Peygamberine iman ettin mi? ikinci sual olarakta bize namazımız sorulacakmış. Bunu geçene müjdeler olacakmış.

Namazının hesabını geçen, ondan sonra ki bütün hayatının sorgulamasını "kul hakkı hariç" çok daha rahat geçecekmiş İnşallah.


Yani........Tercih-i biz, kendimiz; kendimiz için.... yaparak iki yoldan birisini seçme irade ve hürriyetine sahip olarak karar vereceğiz.

~Ya Cennette "SONSUUZZZZZ" mutluluk.

~Ya Cehennmede................HafizanAllllahhhhh.


Hele yaşım genç deme. Hemen şimdi başlamalı,

Hemen Şu annn.. Sahiden sen,ben,o bu,şu.... ne zaman ölebiliriz...???

Var mı kendimiz için bir tahminimiz....!!!!!


GURBAN OLURUM....İŞİN ŞAKASI YOK.....!





Yorumlar

Popüler Yayınlar