BABAM ÇOK ZALİM OLDU ÖĞRETMENİM.
Leventin öğretmeni öğrencilerinden sınıf için yapılan ortak harcama için 20'şer lira getirmelerini istedi.
Leventin babasının ticaretle iştigal eden oldukça zengin birisi olduğunu herkes gibi öğretmenide biliyordu.
Sınıfta bir kaç kişi kalmıştı parayı getirmeyen. İçlerindeki Levente öğretmeni içten içe kızıp duruyordu. Hatta umursamıyor diye dahi düşündü. İki sefer kulağına fısıldayarak hatırlattı. Sonunda da dayanamadı;
--Levent sana kızmaya başlayacağım bilesin. Neden o 20 lirayı halen daha getirmedin ha..!
--Sizin ailenize bu kadarcık miktar....!!!!
Arkadaşlarının huzurunda çok mahçup olan Levent,
--Benim babam çok zalim oldu öğretmenim diyebildi zorlanarak.
Ölüm sessizliği sardı sanki sınıfı.
Levent sadece bu kadarını diyebildi. Bir süre sonrada çantasını kaptığı gibi terk etti utancından sınıfı.
Hanım olan öğretmeni çok üzüldü, çok pişman oldu. Ana yüreği doldu boşaldı adeta.
Akşam gitti Leventlere. Annesiyle bilmem kaç saat konuştu, dertlerini dinledi.
--Kocam aslında şefkat dolu bir yüreğe sahipti. Ne olduysa işlerinin artması ve kazancının çokluğu adamı şımartıp küstahlaştırdı adeta. Evde de habbeyi kubbe yapmaya başladı. Önemsiz şeyleri büyüttü de büyüttü. Artık hepimize gözünüzün üstünde niye kaşınız var demediği kaldı.
Bir günde nasıl olduysa bana bir bahaneyle dehşet kızdı. İpleri hepten kopardı.
Bu güne kadarda evdeki stoklarla idare ettim dedi anne. Ama artık takatim kalmadı. Her akşam sarhoş gelerek hayatlarımızı zindan ediyor. Restoranlara ödediği bir seferlik hesapla biz bir hafta bol ganimet idare ederiz ama, dışarıya paraları saçıyor, eve zırnık yok.
Öğretmen hanım nasıl doldu, nasıl kahroldu. Evden ayrılmadan gidip Levente sıkı sıkı sarılarak hem özür diledi hemde gönlünü aldı. Birde 20 lira vererek, yarın sınıfta herkesin huzurunda bu parayı bana ver diyede tembihledi.
Ertesi gün okul çıkışı dos doğru Hakan beyin işyerine gitti. İçeri girdiğinde Hakan beyi telefonda iştahlı kahkahalar atarak konuşur buldu.
Hakan beye durumu özetledi. Beyefendi nasıl bir ciddileşti, nasıl bir kabardı ki...
--Hakan bey...Hakan bey.. Oğlun Levent, ağlayarak seni bize şu şekilde tanımladı.
--Benim babam çok zalim oldu öğretmenim...!!!
-- Avukat tanıdığıma danıştım. Leventin öğretmeni olarak size ailenizi ihmal ettiğiniz için ve öğrencimin psikılojosinin bozulmasına neden olduğunuz için amme davası açma hakkım varmış.
-Bu davayı açayım mı? Yoksa uzlaşalım mı?
Hakan beye düşünüp karar vermesi için bir süre bekleyeceğini söyleyerek yanından esefle ayrıldı.
Baba bu işi ciddiye alarak sağa sola durumunun Hukuki ve Şer-i hükümlerini araştırdı ki...
Hay babam hayy...!!!
Meğer ne dehşet cinnetlik bir yanlışın içindeymişimi sonunda idrak etti.
Allahın has kulu bir zat ona dedi ki...
-- Hakan bey, niğmetlerin hakiki sahibi seni ailene sebep kılmış. Sen kazandım sandıklarını kendin için mi kazandın sanmaktasın.
O rızıkları Rabbin, aile efradının âl-i hürmetine sende bir ucundan nasiplen diye veriyor.
Ama sen......Kendinden biliyorsun ha...!
Gitde yuvanda inlettiğin o meyus ve masumlardan bir değil binler yalvar yalvar helallik dilen.
Ahh..Biz insanlar..Gerçekten ne çok nankörüz....!!!!
Leventin öğretmeni öğrencilerinden sınıf için yapılan ortak harcama için 20'şer lira getirmelerini istedi.
Leventin babasının ticaretle iştigal eden oldukça zengin birisi olduğunu herkes gibi öğretmenide biliyordu.
Sınıfta bir kaç kişi kalmıştı parayı getirmeyen. İçlerindeki Levente öğretmeni içten içe kızıp duruyordu. Hatta umursamıyor diye dahi düşündü. İki sefer kulağına fısıldayarak hatırlattı. Sonunda da dayanamadı;
--Levent sana kızmaya başlayacağım bilesin. Neden o 20 lirayı halen daha getirmedin ha..!
--Sizin ailenize bu kadarcık miktar....!!!!
Arkadaşlarının huzurunda çok mahçup olan Levent,
--Benim babam çok zalim oldu öğretmenim diyebildi zorlanarak.
Ölüm sessizliği sardı sanki sınıfı.
Levent sadece bu kadarını diyebildi. Bir süre sonrada çantasını kaptığı gibi terk etti utancından sınıfı.
Hanım olan öğretmeni çok üzüldü, çok pişman oldu. Ana yüreği doldu boşaldı adeta.
Akşam gitti Leventlere. Annesiyle bilmem kaç saat konuştu, dertlerini dinledi.
--Kocam aslında şefkat dolu bir yüreğe sahipti. Ne olduysa işlerinin artması ve kazancının çokluğu adamı şımartıp küstahlaştırdı adeta. Evde de habbeyi kubbe yapmaya başladı. Önemsiz şeyleri büyüttü de büyüttü. Artık hepimize gözünüzün üstünde niye kaşınız var demediği kaldı.
Bir günde nasıl olduysa bana bir bahaneyle dehşet kızdı. İpleri hepten kopardı.
Bu güne kadarda evdeki stoklarla idare ettim dedi anne. Ama artık takatim kalmadı. Her akşam sarhoş gelerek hayatlarımızı zindan ediyor. Restoranlara ödediği bir seferlik hesapla biz bir hafta bol ganimet idare ederiz ama, dışarıya paraları saçıyor, eve zırnık yok.
Öğretmen hanım nasıl doldu, nasıl kahroldu. Evden ayrılmadan gidip Levente sıkı sıkı sarılarak hem özür diledi hemde gönlünü aldı. Birde 20 lira vererek, yarın sınıfta herkesin huzurunda bu parayı bana ver diyede tembihledi.
Ertesi gün okul çıkışı dos doğru Hakan beyin işyerine gitti. İçeri girdiğinde Hakan beyi telefonda iştahlı kahkahalar atarak konuşur buldu.
Hakan beye durumu özetledi. Beyefendi nasıl bir ciddileşti, nasıl bir kabardı ki...
--Hakan bey...Hakan bey.. Oğlun Levent, ağlayarak seni bize şu şekilde tanımladı.
--Benim babam çok zalim oldu öğretmenim...!!!
-- Avukat tanıdığıma danıştım. Leventin öğretmeni olarak size ailenizi ihmal ettiğiniz için ve öğrencimin psikılojosinin bozulmasına neden olduğunuz için amme davası açma hakkım varmış.
-Bu davayı açayım mı? Yoksa uzlaşalım mı?
Hakan beye düşünüp karar vermesi için bir süre bekleyeceğini söyleyerek yanından esefle ayrıldı.
Baba bu işi ciddiye alarak sağa sola durumunun Hukuki ve Şer-i hükümlerini araştırdı ki...
Hay babam hayy...!!!
Meğer ne dehşet cinnetlik bir yanlışın içindeymişimi sonunda idrak etti.
Allahın has kulu bir zat ona dedi ki...
-- Hakan bey, niğmetlerin hakiki sahibi seni ailene sebep kılmış. Sen kazandım sandıklarını kendin için mi kazandın sanmaktasın.
O rızıkları Rabbin, aile efradının âl-i hürmetine sende bir ucundan nasiplen diye veriyor.
Ama sen......Kendinden biliyorsun ha...!
Gitde yuvanda inlettiğin o meyus ve masumlardan bir değil binler yalvar yalvar helallik dilen.
Ahh..Biz insanlar..Gerçekten ne çok nankörüz....!!!!
Yorumlar
Yorum Gönder