KISKANILMANIN AĞIR BEDELİ.
Sonucu çok hazin oldu, hemde çok....!
İlahi Adalet Tecelli Etti.....!!
KISKANAN KAYIP ETTİ YİNE....!!!
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Yaptığı işte zirve yapan bir kereste tacirini kıskanan rakipleri; dize getirme, piyasadan silme planları yapıp duruyorlardı.

Bu tacir; yaptığı işinde ülkenin en birinci  tüccarıydı. Kuralsız hiç bir iş yapmazdı. Dürüst kelimesi bile az kalırdı bu şahsı ve çalışanlarını ifade etmekte.

Orman Bakanlığının açtığı tomruk satış ihalelerinde ilk teklif bunun şirketine gönderilirdi. Her zaman şeffaf yapılan ihalelerde teklif mektuplarının açılıp okunmasında ilk zarf bununların verdikleri teklif zarfı olurdu. Yani Devletine verebileceği en yüksek fiyatı vermiş olmanın kanaati hey-et'i hazirun da da kâim olduğu için, neredeyse tavan fiyatın belirlenmesinde üst limit sayılır, adetâ  mutlak kabul görürdü.

Zaten çoğunlukta da bu devasa organize olmuş şirket, yine devletin bu bu devasa boyutlardaki ihalelerini kazanırdı. İhaleye girip elenen yada hiç ihaleye katılmayan diğer kereste fabrikaları veya atölyeleri de bu şirketten ihtiyaçları olan hammadde tomrukları almak zorunda kalırlardı.

İşte tam burada bahse konu küçük ama büyük olmayı arzulayan fabrika ve atölye sahiplerinden bazı hakkına razı olmayan, amma ihalelerde de bu büyük şirketin teklifindeki bedelleri teklif mektubuna yazmaya cesaret edemeyen hodbin ve hoyrat ve hatta kalleş tacirler, kısmi toplantılarında bu kıskançlık ve kabulde zorlandıkları doğrulardan duydukları rahatsızlıklarını yavaş, yavaş bölgesel ve hatta Ülkesel boyutlarda da kendi meslek guruplarını gizli gizli toplantılara çağıracak kadar çok kapsamlı bir organizasyonu sağlamayı başarıverdiler.
Yılda bir veya iki defa, ege veya akdenizin tatil beldelerinde mâaile toplanırlar, hem tatil yapar hemde beyin jimnastiği yaparak yeni yeni stratejiler belirlemeye çalışırlardı.

Bahse konu,  çok kıskanılan bu şirket; yeni bir planlama yaparak, Orman Bakanlığına, Ülkede kesilmiş olan bütün ağaçların kurumuş köklerini kendileri çıkararak hak edeceği bir ücret belirlenerek satın almak istedikleriyle ilgili teklif mektuplarını ilettiler.
Bu teklifi de Bakanlığa sunmadan önce, Ülkedeki kapsamlı çalışan bütün ilgili firmalarada detaylı bir yazı göndererek bu fikirlerini paylaştılar.
Ve dediler ki; Ülkemizin ormanlarının tamanını kapsayan alan çalışmalarımız ve muhendislerimizin hazırladıkları uygulama ve teorik hesaplamalarla kesilmiş ağaç köklerinin çıkarılarak Ülke ekonomisine sağlayacağı maddi kazaç şu kadar olacak.
Bu köklerin kağıt üretiminde değerlendirilmesi ile şu kadar milyon ağacın kelimesine ihtiyaç kalmayacak; bu köklerin topraktan uzaklaştırılıp yerine; bölgesine ve iklimine göre dikilecek ceviz, kestane ve benzeri meyveli ürünlük  ağaçlar veya kerestelik ağaçlar dikilebilecek.

Bu geniş bilgilendirme mektuplarının sonunda da; Meslektaşlarına teklifleri de şu oldu; buyurun gelin bu proje için hep beraber çok ortaklı yeni bir şirket kurarak bu ameliyeyi hep beraber yapalım.
Biz, ayrıca mühendislerimizi yurt dışında hem Asya hemde Avrupada bir çok ülkelere gönderip, onların ormanlarında da kapsamlı bir çalışma yaptırıp bu raporumuzuda Bakanlığımıza sunduk ve dedik ki; gelişmiş yada özellikle de az gelişmiş ülkekerin ormanlarında da kesilmiş ağaçların kökleri milyonlarca var.
Bir çok ülkenin, hem bu kökleri topraktan çıkaracak bizim gibi yeterli teknolojileri yok, hemde bunları işleyecekleri alt yapıları yok.
Biz bu ülkelere şunu teklif edelim. Çıkaracağımız~çürümemiş~ her bir kökün yerine bir tohum ekelim. Topraklarınızı kup kuru çöl olmaktan koruyalım demeyi planlıyoruz. Hatta bir kaç görüşme de yaparak fikir sahibide olduk. Kabul etmenin ödesinde müteşekkir olacaklarını dahi sevinç ve memnuniyetle bildirdiler.
Ülkemize nakliyesini de çoğu ülkelerden tren taşımacılığıyla  yaparak DDYollarına da katma değer sağlamış oluruz.
Ve milyonda bir oranda dahi olsa bu kökleri global dünyanın bünyesine hammadde olarak geri dönüştürmüş olur, hem o, çürümeye terk edilen kökleri çürümekten kurtarır, hem boşalan yerlerinede yepyeni yeni fidancıkların, filizlenmiş tomurcukların dikilmesine vesile olarak oksijenin artmasına sebep oluruz.
Dünya milletleriyle birlikte çiğerlerimizin daha çok temiz hava dolmasına vesile oluruz.

Bu planımızı gerçekleştirdiğimizde hatırı sayılır insanımızada çok harika bir ekmek kapısı hazırlamış oluruz.

"Yani hep beraber kazan kazan."

Kazancımızı da tamamen eşitlik esası ile bölüşürüz.
Hatta belki böyle bir ortaklık, aramızda birlik ve beraber duygularını pekiştirip, güzel bir dostluk, kardeşlik ve uhuvetin tesisine kapılarak aralayarak daha daha büyük işleri yapmamıza da zemin hazırlamış oluruz.

Kardeşçe birleşmek yerine, kalleşçe yıkıp tarumar etmeye aklı çalışan bedbahtlar maalesef içlerindeki kin ateşini söndürmeyi başaramadıkları için atdı sıra arkalarından sürükledikleri binlerce insanları da kendileri gibi hainlik bataklığında boğdular.

İyiliği, dostluğu, kardeşliği seçme basiretini göstetemedikleri için Rableri de şuan ki virüsü gönderdi.

Madem aklınızla, ferasetinizle, kalbiniz ve merhametinizle adam gibi yaşamayı tercih etmediniz. O zaman buyurun size toplu bir musibet.
Cebelleşin durun bakalım.
O, uğruna öldüğünüz intikam alma hırslarınızla, habire biriktirdiğiniz dünyalıklarınız sizi kurtarsında görelim.

ALLAH cc MECBUR MU Kİ....!!
HEP BİZİM İSTEDİĞİMİZİ YAPA.
YIKARDA..YAKARDA..YAPARDA...!!!

Bizde işte böyle arkasından melül melül baka dururuz.

"SAHİ YA..! O KUDRETLİLER HANİ..???

Yorumlar

Popüler Yayınlar