BİRBİRİMİZE NAZLANMA, SİTEM ETME, "SÖZ SAYMA" HAKKI TANIYALIM.
HAKSIZ DAHİ OLSALAR SEVDİKLERİMİZE OPSİYONLU DAVRANARAK DEŞARJ OLMA FIRSATI VERELİM. ONLARI RAHATLATALIM.
Olaaa... Yada gızzz... Yada herifff... Yada hatunnn...!
Gözüne, dizine dursun ettiğim onca emekler demeyelim hemen.
Saçımı süpürge ettim, ömrümü çürüttüm, yinede yaranamadım, ahh..benim garalı başım;
demeyin hemen, sabredin, bekleyin, size sitemkâr olan can parçanızın içini boşaltmasına, deşarj olmasına musaade edin, imkan verin.
Vucüdundaki fazla elektriğin transferine yardımcı olun. Fazla enerji yüklemelerini nötr edelim. Stresini atmasını sağlayalım.
Hani bu iyiliğimizi de sanki; sevdiceklerimizin darlıklarında, hüzün ve sıkıntılıklarında koşa koşa bize gelip başını omzumuza koyarak bizden teselli ve şefkat göstermemizi istemeleri gibi algılıyalım.
İnanın her iki ihtiyaçları da;
(sitem etme-nazlanma ile başını göksüne koyma)
insan oğlunun fıtri ihtiyaçlarındandır.
Birbirinden hiç mi hiç farkı yoktur.
İşte tamda, hani şu sitem edilmemiz ve belkide dozu kaçırılarak hakarete kadar vardırılan eleştirilmelerimiz, kalplerimizin paramparça oldulara varılan aşırılıklarını içimizde, yüreğimizde absorbe edebilmemiz için en muhteşem malzeme "Hoşgörü" nimetini devreye sokabilme yetimizle bu hoşnutsuz durumumuzu niğmete dönştürerek mutlu bir finale kavuşmamıza vesile olacaktır.
Sizi temin ederim ki, böyle tatsız bir durumu atlatmada en etkili yöntem, hoşgörülü olma kaabiliyetimizle çok alakalıdır. Ve sabrımız.
Düşünsenize, böyle bir hoşgörüyü sergilemeyi başarmak elbetteki çok ama çok zor ama; ya bu zoru başarırsak..! Onun ruhumuza sunacağı vakar ve bilgelik bize; bizimle yaşayanları yanımıza, yakınımıza daha da kipleştirecek, değerleştirerek kopmayacak sevgi bağlarıyla sıkıca bağlayıp pekiştirecektir.
Sözün hulesası; insanoğlunun yaradılışı gereği bütün elzem ihtiyaçlarının en başına; bu sitem etme, nazlanma, içini boşaltma hakkını koymamız gerekirken tam aksine birbirimize karşı bu opsiyonlu davranma kanallarını, yollarını sımsıkı kapatmışız. Hemde ölümüne kapamışız. Asla beni kimse eleştiremez demişiz. Hep ben haklıyım demişiz.
Keşke bu konuda bu kadar ketum olmasaymışız.
Biz, saygılı olmayla eleştirilmeyi arapsaçı gibi karıp karıştırmışız.
Ana veya babaya, büyüğe saygılı, hürmetli olmak, davranmak elbetteki olmazsa olmazımız.
Ama unutmayalım ki, ana veya baba da nihayet insan, yani günah, kusur ve hata etme potansiyelli bir varlık. Hatta bu olumsuzlukları (günah işlemek,hata yapmak gibi) kullanmak hakkı bile var. Allah öyle bir hak tanımış hepimize. Ve bu hakkını hayrda kullanana ödül, şerde kullanana da ceza veririm buyurmuş. Ama bu hakkı vermiş nihayetinde hepimize.
Eleştirilmekten korkmamalıyız. Kusur ve hatalarımızın yüzümüze haykırılmasına izin vermeliyiz. Hata ve kusurlarımızı kabul etmekte cesur olmalıyız.Yoksa bu korkaklık olur. Cahillik olur, bencillik ve nankörlük olur. Kibir ve gururun tağutlaştırılması olur.
**Kalbinde zerre kibir olan cennete giremez**
Çoğunlukta böyle hoşgörülüklere kapalı olduğumuz için aile içi şiddet, komşular arası şiddet, sosyal ve siyasi şiddet çıldırdı. İnfial.
Kimse kimseye gözün üstünde kaşın var diyemez oldu. Trafikte kimse kendini suçlu görme yürekliliğini gösteremediği için ölümüne sonuçlandı münakaşalar.
Oğlan..Kız...Ana...Baba...Konu..Komşu..vs.vs. Müsade edelim biraz bize karşı nazlansız, tuzlansın, bağırsın, çağırsın, ağlasın, haykırsın, hep sennn..hep sennn..desin. Hep ben haklıyım desin..Ne olur yani..desinnn..!
Biz bunlara müsade etsek ne mi olur.....?
Ahhh...be can cağızlarım....Yemin olsun ki....!
O kadar çok güzellikler olur ki....!
TADINA DOYULAMAZ GÜZELLİKLER OLUR.
Haydi bismillah.İlk denememize hazırlanalım..
-Aman annee.... yine mi o yemeği yaptın...
-Anan sana kurban olsun. Neydim bozuldu bozulacaktı mecburen pişirdim. Ama anan aha sana tepside sevgi böreği de yaptı buyur bunu ye.
-Ama baba...Doğru dürüst harçlık vermiyorsun ki...!
-Ahh. Oğlum, geleceğin "Babası" aha cebimdeki paranın hepsi. Buyur sen karar ver harçlığına.
-Canım anam dök dök içini.
-Canım babam haydi söyle bana sitemini.
vs.vs.vs.
Biliyorum bunlar ütopik hayaller gibi.
Ama vallahi bu çıldırmışlık hal'imizden kurtulmak için hiç değilse olumlu bir adım atmak hepimiz için, toplum için elzemden de elzem olmadı mı..?
Haydiii..Bacım..haydi..Gardaşım...!
Hoşgörülü olmak, hata sende olmasa bile hatalı benim deme büyüklüğü ile işe başlayalım.
RIZA-İ İLAHİ İÇİN.
HAKSIZ DAHİ OLSALAR SEVDİKLERİMİZE OPSİYONLU DAVRANARAK DEŞARJ OLMA FIRSATI VERELİM. ONLARI RAHATLATALIM.
Olaaa... Yada gızzz... Yada herifff... Yada hatunnn...!
Gözüne, dizine dursun ettiğim onca emekler demeyelim hemen.
Saçımı süpürge ettim, ömrümü çürüttüm, yinede yaranamadım, ahh..benim garalı başım;
demeyin hemen, sabredin, bekleyin, size sitemkâr olan can parçanızın içini boşaltmasına, deşarj olmasına musaade edin, imkan verin.
Vucüdundaki fazla elektriğin transferine yardımcı olun. Fazla enerji yüklemelerini nötr edelim. Stresini atmasını sağlayalım.
Hani bu iyiliğimizi de sanki; sevdiceklerimizin darlıklarında, hüzün ve sıkıntılıklarında koşa koşa bize gelip başını omzumuza koyarak bizden teselli ve şefkat göstermemizi istemeleri gibi algılıyalım.
İnanın her iki ihtiyaçları da;
(sitem etme-nazlanma ile başını göksüne koyma)
insan oğlunun fıtri ihtiyaçlarındandır.
Birbirinden hiç mi hiç farkı yoktur.
İşte tamda, hani şu sitem edilmemiz ve belkide dozu kaçırılarak hakarete kadar vardırılan eleştirilmelerimiz, kalplerimizin paramparça oldulara varılan aşırılıklarını içimizde, yüreğimizde absorbe edebilmemiz için en muhteşem malzeme "Hoşgörü" nimetini devreye sokabilme yetimizle bu hoşnutsuz durumumuzu niğmete dönştürerek mutlu bir finale kavuşmamıza vesile olacaktır.
Sizi temin ederim ki, böyle tatsız bir durumu atlatmada en etkili yöntem, hoşgörülü olma kaabiliyetimizle çok alakalıdır. Ve sabrımız.
Düşünsenize, böyle bir hoşgörüyü sergilemeyi başarmak elbetteki çok ama çok zor ama; ya bu zoru başarırsak..! Onun ruhumuza sunacağı vakar ve bilgelik bize; bizimle yaşayanları yanımıza, yakınımıza daha da kipleştirecek, değerleştirerek kopmayacak sevgi bağlarıyla sıkıca bağlayıp pekiştirecektir.
Sözün hulesası; insanoğlunun yaradılışı gereği bütün elzem ihtiyaçlarının en başına; bu sitem etme, nazlanma, içini boşaltma hakkını koymamız gerekirken tam aksine birbirimize karşı bu opsiyonlu davranma kanallarını, yollarını sımsıkı kapatmışız. Hemde ölümüne kapamışız. Asla beni kimse eleştiremez demişiz. Hep ben haklıyım demişiz.
Keşke bu konuda bu kadar ketum olmasaymışız.
Biz, saygılı olmayla eleştirilmeyi arapsaçı gibi karıp karıştırmışız.
Ana veya babaya, büyüğe saygılı, hürmetli olmak, davranmak elbetteki olmazsa olmazımız.
Ama unutmayalım ki, ana veya baba da nihayet insan, yani günah, kusur ve hata etme potansiyelli bir varlık. Hatta bu olumsuzlukları (günah işlemek,hata yapmak gibi) kullanmak hakkı bile var. Allah öyle bir hak tanımış hepimize. Ve bu hakkını hayrda kullanana ödül, şerde kullanana da ceza veririm buyurmuş. Ama bu hakkı vermiş nihayetinde hepimize.
Eleştirilmekten korkmamalıyız. Kusur ve hatalarımızın yüzümüze haykırılmasına izin vermeliyiz. Hata ve kusurlarımızı kabul etmekte cesur olmalıyız.Yoksa bu korkaklık olur. Cahillik olur, bencillik ve nankörlük olur. Kibir ve gururun tağutlaştırılması olur.
**Kalbinde zerre kibir olan cennete giremez**
Çoğunlukta böyle hoşgörülüklere kapalı olduğumuz için aile içi şiddet, komşular arası şiddet, sosyal ve siyasi şiddet çıldırdı. İnfial.
Kimse kimseye gözün üstünde kaşın var diyemez oldu. Trafikte kimse kendini suçlu görme yürekliliğini gösteremediği için ölümüne sonuçlandı münakaşalar.
Oğlan..Kız...Ana...Baba...Konu..Komşu..vs.vs. Müsade edelim biraz bize karşı nazlansız, tuzlansın, bağırsın, çağırsın, ağlasın, haykırsın, hep sennn..hep sennn..desin. Hep ben haklıyım desin..Ne olur yani..desinnn..!
Biz bunlara müsade etsek ne mi olur.....?
Ahhh...be can cağızlarım....Yemin olsun ki....!
O kadar çok güzellikler olur ki....!
TADINA DOYULAMAZ GÜZELLİKLER OLUR.
Haydi bismillah.İlk denememize hazırlanalım..
-Aman annee.... yine mi o yemeği yaptın...
-Anan sana kurban olsun. Neydim bozuldu bozulacaktı mecburen pişirdim. Ama anan aha sana tepside sevgi böreği de yaptı buyur bunu ye.
-Ama baba...Doğru dürüst harçlık vermiyorsun ki...!
-Ahh. Oğlum, geleceğin "Babası" aha cebimdeki paranın hepsi. Buyur sen karar ver harçlığına.
-Canım anam dök dök içini.
-Canım babam haydi söyle bana sitemini.
vs.vs.vs.
Biliyorum bunlar ütopik hayaller gibi.
Ama vallahi bu çıldırmışlık hal'imizden kurtulmak için hiç değilse olumlu bir adım atmak hepimiz için, toplum için elzemden de elzem olmadı mı..?
Haydiii..Bacım..haydi..Gardaşım...!
Hoşgörülü olmak, hata sende olmasa bile hatalı benim deme büyüklüğü ile işe başlayalım.
RIZA-İ İLAHİ İÇİN.
Yorumlar
Yorum Gönder