Olmasaydın Olmazdık diyenlere, Olmasaydı da Olurduk diyenler.

Yazıya başlık olan bu söylemler; gazete ilanlarıyla Atatürkün ölüm yıl dönümlerinde (10 Kasımlarda) yayınlatılan farklı iki görüşün düşünceleridir.
Biz insanlar; dil, renk, ırk, dîn vs gibi gerçeklerimizle birlikte katagorize edilmiş olarak yaratılmışız.
Bu yaratılışımızın teoride ve uygulamada farklı fraksiyonları vardır.
Allah-u Teala kulunu Afrika çöllerinde yaşamaya uygun yarattığı gibi başka iklimlerde yarattıklarını da o bölge şartlarında yaşamaya uygun ve tahammüllü yaratmıştır. Ve daha bir sürü sebepler vardır bu katagorize yaratılmamızın ardında.
Tıbbı terimle, local sebepler muvacehesinde.
Uygulamada ise; insanların maneviyat ülküleri ardına kadar açılıverirde bu katagorize yaratılmışlık buhar olup uçuverir. Ben, o, siz, biz, onlar, bizler külliyen biter, uçar gider de "BİZ" - "BİZLER" bütün haşmetiyle neşv-ü nema bulur.
Yani kainat içinde hayat bulmuşlar arasından nasipdar olanlar;
"MÜM'İN" olur, "MÜSLÜMAN" olur.
Ve bundan sonra bu sınıfa dahil olan insan ve insanlar; şeksiz, şüphesiz, nedensiz, niçinsiz "İSLAM DİNİ'ne" girmiş olur.
Bu dinin kanun, kural ve emirlerine uygun olarak hayatlarını; yaşayacaklarına, bu doğrultudaki prensipleri özümseyip benimseyeceklerine ve dahi daha daha ne hüküm ve emir varsa onların cümlesine külliyen uyacaklarına söz vermiş olur, ahid imzalamış olur.
Ve nihayet bu ahidleşmeden sonra hayat hakkını yaşama süreci içerisinde önüne çıkan somut veya soyut her ne mes'ele, (sosyal, siyasi, hukuki, ekonomik, maddi ve manevi hususların cümlesi) çıkarsa bunun inancına uygunluluğunu "X RAY" cihazından geçirip vukuatlılığını test etmek mecburiyetindedir son nefesine kadar
Yani teoride veya uygulamada önüne çıkan düşünceler veya fiillerin uygunluğunu "KUR'AN ve SÜNNET" X Ray'ına sormak zorunda, mecburiyetindedir.
Hatta, Kendi aklının ve iz'an-ın cevabından da emin olmayarak güvendiği ilim ehlinin de sözlü ve yazılı bilgilerine de müracaat etmelidir.
Şimdi bu Atatürkün varlığı kast edilerek "Olmasaydın olmazdık" diye düşünenlerin düşüncelerini bu İslam'i perspektif süzgecinden geçirdiğimizde...!
Biz Müm-inlerin idrakinde makes bulacak  bir söylemmidir! Ona bakılır.
Bizim tek ve gerçek ölçü birimimiz, terazimiz budur. Yani ;
KUR'AN ve SÜNNET AKİDES dir.
Yaşadığımız, yaşayacağımız her konuda mı..?
Evet her hususta, her konuda, her adımda, her nefeste....!
İster Rusyanın, Çin'in kominiziminde, ister Avrupa ın kapitaliziminde, ister Türkiyemizin Laik Cumhuriyetin de.....!
Bu; "Sen olmasaydın bizde olmazdık" düşüncesi.....!
İster, Hz. Ebubekir, Ömer, Osman Ali r.anhumalar için; İster Hz. Mevlânâ, Hacı Bektaş Veli k. Sürruh için; İster Cennetmekan Fatihler, Yavuzlar için söylenmiş olsun...!
Ölçümüz ve Tek ve Mutlak kriterimiz...!
KUR'AN ve SÜNNET AKİDESİ ne uygunluğunu test etmek olacaktır.
Sen olmadın biz olmazdık sadece;
Yaratılmışların en ekmeli Efendimiz içindir.
Cenâb-ı Hak Peygamber Efendimiz’e (asm) şöyle buyurmuştur: “Levlake lavlake lema halaktü’l-eflak” (Sen olmasaydın, sen olmasaydın Ben âlemleri yaratmazdım.)  
Allah azza ve cella; bir kulunu/kullarını müzafferiyetler, kahramanlıklar, Hayırlı ve güzel işler yaptırmak ile taltif etmiş ise; o kişi sadece sebep olmuştur denilir Müm'ince.
Zaten buna mazhar olmuşlarında insanlara zorla sevdirilmesine ihtiyaçları olmaz ki....!
Rabbimiz müjdelemiş ya...!
Beni ve Rasulümü sevin; memnun ve razı edecek işler yapın ki bende sizi seveyim.
Beni ve Rasulümü sevenlere sevdireyim.
Biz Müslümanlar; bu çizgimiz korumak zorundayız. Fiilen ifşa edemesekte de kalben buğz etmekle mükellefiz.
Her iş ve eylemimizde olduğu...!
Tevfik ve İnayet Rabbimizden.
Salat ve Selam Rasul-u Zişan Efendimize.

Yorumlar

Popüler Yayınlar